YH • 44 | ANILAR MUMYALAŞSA

122K 5.8K 6.4K
                                    


Bölüme oy verip okumaya geçin fıstıklar.

Ve twitterda #yaralıhayaller etiketini kullanarak paylaşım yapmayı unutmayın

Şarkımızı bu akşam sen seç.

Kitap simgemiz buraya 🍷

44. BÖLÜM | ANILAR MUMYALAŞSA

Hayallere susuyor hayalleri ağırlıyoruz zihnimizde, hayaller gerçeklere çarptığında düşünceler değişir.

Hayalle gerçeğin çarpıştığı enkazda, bir düşünce sakatlanır.

Hayallerim, tatlı bir düşün sonu gibi buharlaşıp gitmeye başladığında yerini karanlık düşünceler almıştı.

Önümüzdeki pazartesi sabahı ilk ders için sunumun çalışmalarını mecburen bu haftadan başlayarak hazırlamam gerekiyordu ama bunun yerine perşembe sabahı yatağımda aylaklık yapmaya karar vermiştim. Bugün normalde fakültede olmalıydım, şehir dışı için düzenlenen seminere katılacak birkaç profesör yüzünden dersler ya iptal edilmiş ya da bölüm şeflerine havale edilmişti dersler.

Bilmem kaç yüz tane makale okumam gerekirken, gözlerimi boşluğa dikmiştim öylece. Düzensiz, plansız biri değildim ama ara ara yapacağım her şeyi bir kenara atıp göz ardı ederek tembeller gibi boş boş durduğum, öylece uzandığım veya sorumlulukları yerine getirmek yerine tatlı hayaller kurduğum olurdu. Hayaller... doğru ya öncedendi budala bir kız gibi hayal kurup durduğum zamanlar.

Hiçbir şey yapasım yoktu.

Savaş'ın beni bir daha görmyeceğine söz vermesinin üzerinden geçen cehennem gibi geçen bir hafta boyunca böyleydim, duygularım serkeş haldeydi. Öfke ve acı arasındaki paradoksta yürüyen hayalete dönüşmüştüm.

Savaş Akduman'ı düşündüm. Bu hafta onun için kolay geçmiş olmalıydı çünkü o bana âşık değildi ve etrafında dönüp duran onu hiç yalnız bırakmayan bir kadın vardı yanında. Zamanın içine benimkinden daha başarılı anılar kazıyıp geçmişin içinden gelen bir kadın.

Başak.

Savaş ve Başak'tan haber almak istemediğim hâlde, Beren yüzünden onlar hakkında bir şekilde bilgi sahibi oluyordum. Özellikle Başak'ın gelir gelmez, harekete geçmesi sohbetin yönünü devamlı onlara çeviriyordu ve bir anda arkadaş grubu içinde Savaş ve Başak'tan söz ederken buluyordum yakın arkadaşlarımı. Bense onların adı sohbetlerimizden silinene kadar konuşmaya dahil olmuyordum, sessizliğim dikkat çekince arada küçük yorumlar yapıp tekrar sessizliğe gömülüyordum ama o ikisinin adının aynı cümlede yan yana gelip durması içimi acıya boğuyordu.

İçiniz acıyla kavrulurken, dışarıya her şey yolundaymış gibi davranmak dünyanın en zor şeylerinden biri olduğunu daha net anlamıştım. Böyle anlarda onlara o ikisi hakkında bir şey duymak istemediğimi bağıran cümleler kurmak istesem de kendimi sessizce tutuyordum.

Üstelik kader benimle resmen alay ediyordu sanki. Ben Savaş'la karşı karşıya kalmak zorunda kalmazsam içimde varlığını sürdüren duygulardan geriye küller kalacağına inanıp gözümün önünde olmazsa onu daha kolay atlatacağımı hatta tamamen unutacağımı düşünürken, Savaş hakkında dönen muhabbetlerin ortasında kendimi buluyordum ve bunun Savaş'ı doğrudan görmekle paralel ilerleyen bir sızısı vardı.

YARALI HAYALLER (+18)Where stories live. Discover now