YH • 29 | PARAMPARÇA

113K 4.8K 5.9K
                                    

Seçtiğim şarkıyla bölümü okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Bölüm şarkısı, Kolpa • Gurur Benim Neyime

Sınır 2.500 vote, 5bin yorum.

Kitabımızın simgesi için buraya 🍷ve 🌹 alayım

29. BÖLÜM | PARAMPARÇA

🍁

Saptığım bu yolun gül bahçesine giden yol olmadığını bile bile devam etmiştim ileri atılıp yürümeye, fakat zihnimde kurduğum yakıcı hayaller öyle bir noktadaydı ki bana ilerlediğim bu yol gül bahçesine gitmese bile varış noktasına ulaştığımda çöl kadar kuru bir vadi bulsam da gül bahçesine dönüştürebileceğime inandırmıştı beni.

Ne de olsa öncesinde gül bahçesine dönüşmeyen her alan öncesinde çirkin ve kuru olmalıydı. Onu gül bahçesine çeviren verilen değer ve emek olmalıydı, hiçbir şey kendi kendine var olamazdı. Her şeyin var olmak için bir nedene ihtiyacı vardı.

Diğer yandan hayallerimle çelişen karamsar benliğim, verimsiz bir vadinin gül bahçesine dönüşemeyeceği gerçeğini hayallerimin yüzüne tokat gibi çarpıyordu.

Beni isteyen o adam, benim kendisini istediğim o adam; Savaş Akduman. Tek gece için değil, bir ömür benim olmalıydı.

Göz kapaklarım gözlerimin üzerinden doğrulamayacak şekilde iki ağırlıktan ibaret olmasına rağmen göz kapaklarımı zorla ama yavaşça araladım.

 Görüş alanımdaki bulanıklıktan kurtulmak için gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım, görüşüm netleştiğinde gözüme ilk çarpan komodinin üzerinde öğlen on ikiyi gösteren ahşaptan yapılma saat ve hâlâ açık duran komodin lambasıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Görüş alanımdaki bulanıklıktan kurtulmak için gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım, görüşüm netleştiğinde gözüme ilk çarpan komodinin üzerinde öğlen on ikiyi gösteren ahşaptan yapılma saat ve hâlâ açık duran komodin lambasıydı. Hayatımda ilk defa saat öğlen on ikiyi bulduğunda açmıştım gözlerimi, ne kadar geç uyursam uyuyayım asla bu saate kadar uyumamışımdır ben. Bütün vücudum yorgunluk içinde uyuşmuş gibiydi ve şimdi bile boş verip gözlerimi kapasam, kendisinden sıyrıldığım uykuya kolayca dönebilirdim. Gerçi fazla yoğun ve tutkulu geçen dün geceyi düşününce... off ya, bu adam cidden durmak nedir bilmiyor.

Dün gecenin her saniyesi bambaşkaydı, erkekler ve kadınlar arasında bu tarz bir yakınlaşmanın geçtiğini biliyordum ama bu şeyi bilmekle deneyimlemek birbirinden çok ayrı, tamamen farklıydı.

Yorgunluğu yüklenen başımı tavana çevirdiğimde, boynumdaki damarların isyan ederek kasılmasını beklemiyordum. Beyaz, bembeyaz karlar camdan çatının üzerinde tabaka oluşturmuş, dün gece gördüğüm yıldızlarla çevrili simsiyah gökyüzünü zarif, beyaz bir perde gibi kapatmıştı. İlk defa birlikte olduğumuz o geceden sonra aramızda başalayan kovalamaca oyununun son bulduğu yerdi burası. Yakalanmıştım, beni bıraksa bile.

Dışardaki buz soğuğu atmosferin aksine odanın içi bir yaz günüymüş gibi sıcaktı.

Göğsümden kaymak üzere olan örtüyü yukarı çekiştirdim. Savaş'ın kolu ensemin altında olduğu için, yan tarafımda, yüzüme çok yakın olan yerde açık duran avucunu görebiliyordum. Derin soluk alıp vermesini boynumda duyumsadım, sıcak nefesinin tenimi buğulandırdığını hissedebiliyordum.

YARALI HAYALLER (+18)Where stories live. Discover now