12: KANDIRILMAK

55.6K 3.1K 380
                                    



"Sancak- Denizlere at"

BÖLÜM: 12- KANDIRILMAK

Derse odaklanmaya çalışıyordum ama başaramıyordum, yavaşça Acar'a döndüğümde sıraya başını koymuş mışıl mışıl uyuyordu, bu seste nasıl uyuyordu anlamıyordum.

Dikkatimi derse odakladığım an cebimdeki telefonun titrediğini hissettim, birisi mesaj atmıştı.

Aras mesaj atmıştı, ben de merakıma yenik düşüp mesajı gizli gizli okumuştum. Gizli saklı şeyleri seviyordum. Huyum kurusun.

Sıranın altından işimi halledeceğim sıra Acar'ın başı sıradan kalkmış bana dönmüştü, yüzüne yakından bakınca bir değişik olsam da ona tip tip bakıp telefonuma diktim bakışlarımı.

Aras: teneffüste arka bahçeye gel.

Mesajı okuyunca istemsizce gülümsedim ve ellerim klavyenin üzerinde gezdirdim.

Duru: peki.

İzlendiğime dair bir hisse kapılınca başımı yukarıya doğru kaldırırım, başını yukarıya kaldırmamla Acar ile göz göze gelmem bir oldu. Neden bana bakıp duruyordu?

Adem elması dikkatimi bozunca bakışlarımı okyanus mavisi gözlerinden çekip boğazımı temizleyip geri çekildim.

"Sıradan kalkmaya niyetli değilim," deyince ondan çektiğim bakışlarımı tekrardan ona döndürdüm. Konuyu mu dağıtmaya çalışıyordu?

Tek kaşımı havaya kaldırdım.
"Pardon? Ne zırvalıyorsun?"

Alaycı bir ifadeyle yüzünü bana yaklaştırıp daha kısık bir sesle "Hodri meydan." dedi ve geri çekildi.

Ne yapmaya çalışıyordu bu? Bir anda neden böyle olmuştu? Neden hayatıma bir anda girmişti bu?

Bu bana bir şeyi hatırlıyordu, Aras ilk konuşmaya başladığımız anda ki söz...
Neden bu anı yaşamış gibi hissediyordum?

Onun ağzından bunu duyunca biraz garipsesem de gülümsedim. Bu işi sevmeye başlamıştım, onunla uğraşmak eğlenceli olacaktı. Eğlence çıkmıştı bana.

"Hodri meydan," dedim sessizliğimi bozarak. Ve o an zil çaldı. Bu anı bekliyormuş gibi gülümsedim.

Koşar adımlarla sıramdan kalkıp sınıftan çıkmaya hazırlanıyordum ki Su ile çarpıştık.

"Nereye bu kadar hızlı gidiyorsun uyuşuk?" diye sorunca yanağını öpüp koşmaya devam ettim
"Sonra konuşuruz Sucuk!" dedim ve koşmaya devam ettim.

Uzun merdivenleri aştıktan sonra nihayet arka bahçeye gelmiştim, hızını yavaşlatıp etrafıma bakınmaya başladım.

Merdivenin dibinde beni bekleyen Aras'ı görünce koşarak ona doğru ilerledim. Yüzüme gülümsememi takınıp yanına ulaştım.

Beni fark edince bedenini bana çevirdi. Sessizliğimi bozdum ve ona selam verdim.

"Selam."

"Sana da selam Duru, işim var ne diyeceksen lütfen çabuk de lütfen." deyince gözlerim kocaman oldu. Bir dakika ne oluyordu? Beni buraya o çağırmamış mıydı?

"Beni sen çağırdın Aras." deyince tek kaşı havalandı. Bilmemezlikten mi geliyordu yoksa gerçekten o değil miydi?

"Ben seni çağırmadım ki bir kız bana geldi 'Duru seni arka bahçede bekliyor' dedi ben de geldim. Yani ben seni çağırmadım Duru." deyince başımdan aşağıya kaynar suların dökülmesi bir oldu. Lanet olsun!

"Ben öyle bir şey demedim kusura bakma, kızın şekli şemalini hatırlıyor musun?"

Olumsuz anlamda başını salladı
"Hatırlamıyorum, bir şey demiyorsan gidiyorum." dedi ve bir şey dememe izin vermeden gitti. Ben de arkasından sinirle bakmakla yükümlü kaldım.

Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra sinirle soludum havayı, sanki içime çektiğim bu hava bana yetmiyordu.

"Bu yaptıklarının hesabını, benimle oynamamanın hesabını göstereceğim sana Acar bey!"

KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin