33: ÖDEV

43.2K 2.9K 654
                                    

BÖLÜM: 32- ÖDEV

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM: 32- ÖDEV

"Sevilecek kadar iyi bir insansın."

Bu dediğim söz onu durdurmaya yetmişti, bir dakika öyle durduktan sonra yavaşça bana döndü. Gözlerindeki o ışık her halinden belli oluyordu, gizlediği çok şey vardı.

Buruk bir tebessüm oluştu yüzünde ama sonra eski haline döndü, oysaki o tebessüm ona yakışıyordu.

Hiç duymadığım bir ses tonuyla sessizliğini bozdu.

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sorunca gülümsedim. Ona karşı en iyi olduğum yerdeydim.

"Seni ne kadar sevmesem de özünde iyisin, seni seven insanlar var. Üzülme yani." dedim yanlış anlamaması için.

Bir elini ensesine attı, ilk defa onu böyle görüyordum.
"Sana bunu düşündüren ne? Sana kötü davranıyorum."

Kollarımı göğsümde birleştirip yavaşça ona doğru yürümeye başladım. Tam önüne geldiğimde kollarımı çözüp "Evet bana kötü davranıyorsun ama bunu isteyerek yapmıyorsun, hayat sana bunu yaptırıyor." dedim bir çırpıda.

Yavaşça gözlerini kapattı bu dediğime karşılık. Doğruları söyleyince kaçıyordu anlaşılan. Herkes öyle değil miydi?

"Bana benzeyen eski sevgilin," dedim dikkatini bana vermesi için. Başarılı da olmuştum. Kapalı olan gözleri bu dediğime fal taşı gibi açılmıştı.

Kaşlarını çatıp yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladı. "Bunu sana kim söyledi." dedi nefret dolu bir sesle. Nereden öğrendiğim önemli değildi onun için, kimin söylediği önemliydi.

Aniden değişen duygular karmaşasına karşı gözlerim kocaman oldu. Bu tepkileri hak edecek kadar kötü bir şey yapmamıştım.

"Kimin söylediğinin bir önemi mi var Acar!" dedim artık içindekileri tutamayarak. "Bir kız yüzünden bana kötü davranıyorsun farkında mısın!" Hiddetle bağırınca mavileri koyulaşmaya ve hızlı hızlı hareket etmeye başladı.

"Neden umrundaymışım gibi davranıyorsun!"

Hiç düşünmeden ağzıma gelen ilk şeyi söyledim.

"Çünkü umrumdasın salak!" diye bağırınca bir an afalladı ve bir adım geri çekildi.

"Ne?" dedi şaşkın dolu bir sesle.

"Git," dedim sinirle. "Git yoksa kalbini kıracağım." diye de ekledim.

Tepki vermedi, sadece çatık olan kaşları yumuşamıştı. Derdin neydi bilmiyordum? Bir kız için bana böyle davranması ne kadar mantıklıydı?

Dakikalarca Gözlerimin için baktıktan sonra hiçbir şey demeden salondan çıktı. Yolcu bile etmedim o sinirle.

Kapı sesini duyunca evden ayrıldığını Anladım.

Neden bu kadar kötü hissediyordum?

~

"Buyurun hocam," diyerek elimdeki kağıdı rehberlik hocasına verdim.

"Teşekkürler canım," dedi hoca.

"Şey hocam," dedim tedirginlikle "Acar getirdi mi?" Başını olumlu anlamda sallayarak "Evet getirdi ve ödevini çok güzle yaptı. Aferin size, bak isteyince anlaşabiliyormuşsunuz." deyince gülümsedim.

"Hocam sizden başka bir şey isteyebilir miyim?" diye sordum.

Başını olumlu anlamda sallayarak "Tabii ki Duru." dedi.

"Bize başka ödev verebilir misiniz ama Acar benim sizden bunu istediğimi bilmesin."

Hoca bu dediğime karşılık gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı.

"Tabii veririm de sen neden istiyorsun? Birbirinizden hoşlanmadığınızı sanıyordum."

Bakışlarımı kaçırıp zorla gülümsedim. "Hala hoşlanmıyorum ama bir şeyi öğrenmem lazım, bu ödev sayesinde onu az çok çözdüm ama başka ödev vermezseniz onunla konuşmak benim için çok zor olacak." Bu tatmin edici konuşmama karışıklık hoca başını olumlu anlamda salladı.

"Bu diyeceğim şey ödev değil sadece bir abla tavsiyesi Duru. Galata Kulesine gidin, orada geçireceğiniz vakit sayesinde bir şeyler öğrenebilirsin belki." deyince başını olumlu anlamda salladım ve teşekkür ettim.

Bu fikir çok güzeldi, onunla daha çok vakit geçirmemi sağlayacaktı. Memnuniyetle gülümseyip son kez teşekkür edip odadan çıktım. Odadan çıkmamla Acar'ı duvara yaslanmış görmem bir oldu.

Ne yapıyordu orada? Bizi duymuş muydu?

O da beni fark edince yaşlandığı duvardan doğruldu ve bana doğru gelmeye başladı. Tam önünde durduğunda sessizliğini bozdu.

"Sonraki ödev ne?" deyince bir an afalladım. Nasıl duymuştu ki?

"Bizi mi duydun?" diye sorunca başını hayır anlamında salladı ve yürümeye başladı. Ben de arkasından ilerlemeye başladım.

Acar Alemdaroğlu...
[1 saat önce]
Çantamdaki özet kağıdını çıkarıp sessizce sınıftan çıktım. Erken gelmiştim bugün, normalde de erken gelmiyor muydum?

Koridordan çıkmış merdivenlerden inmeye başlamıştım, iki kat aşağıya indiğimde Rehber hocasının odasına doğru ilerledim.

Odaya geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. İçeriden "Gel!" emri gelince yavaşça kapıyı açtım ve içeriye girdim.

Hoca beni görünce gülümsedi "Hoş geldin Acar, daha erken değil mi?" diye sorunca utana sıkıla "Duru'dan önce gelmem gerekti." başını olumlu anlamda salladı.

Kağıdı almak için elini uzatınca bir an anlamasam da sonradan jeton düşmüştü.

Kağıdı verdikten bir kaç dakika sonra hoca bana memnun olmuş bir şekilde baktı.

"Aferin Acar, güzel yazmışsın." deyince gülümsemeden edememiştim.

Teşekkür edip odadan çıkacaktım ki hocaya döndüm. "Hocam sizden bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabii ki."

"Bir ödev daha verir misiniz?"

"Bir ödev daha verir misiniz?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin