[𝑇𝑎𝑚𝑎𝑚𝑙𝑎𝑛𝑑𝚤*]
[18.05.21]
SORUNSAL SERİSİ
🕊
Alt komşunuzun olduğunu bildiğiniz bir kişiden sizi sinir edecek bir mesaj alsaydınız? Sinirinizden onu bulmak isteyip üçüz olduklarını öğrenseydiniz ve 'benimle eğleniyor' düşüncesinin aslınsa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM: 30- BEKLENMEDİK ÖDEV
"Telefonda da sesin iyi gelmiyordu Duru, ne oldu sana?" Su'yun bu sorusuna karşılık biraz bekledim.
Ne olmuştu bana?
Ruh gibi dolanıyordum birkaç gündür, neden böyle olduğumu bilmesem de düzelmiyordum. Moralim düşüşteydi ve ben neden olduğu hakkında hiçbir fikir sahibi değildim. Her şeye olumsuz bakıyordum.
Hiçbir şey yapmak içimden gelmiyordu, hayattan zevk alamıyordum. Normalde hayat dolu, eğlenceli bir kişiliğim vardı ama son günlerle benden beklenmeyecek hareketler sergiliyordum.
İçimde adlandıramadığım bir sıkıntı vardı, sıkıntıyla karışık bir heyecan vardı. Bir an ağlamak istesem de bir şey buna engel oluyordu.
"Neden böylesin kuzum? Mesajcının Aras çıkmasına mı takıldın." deyince biraz düşündüm.
Konunun kapanması adına başımı olumlu anlamda salladım ve okulun bahçesine girdim. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
Yavaş adımlarla binaya doğru ilerledim, kimse ile göz göze gelmek istemiyordum. Canımın sıkıntısından ağlamak istiyordum. Bu hissi en az herkes bir kere yaşamıştır değil mi?
Nefes nefese sınıfa girdiğimde gözüm sırama kaydı, Acar yoktu. "Gelmemiştir" diye geçirdim içimden ama bakışlarım en köşede oturmuş Acar'a kaydı.
Yerini değiştirmişti, neden böyle bir şey yapmıştı? Neden bana soğuk davranıyordu?
"Sen istememiş miydin en başında gitmesini? Gitti işte daha ne istiyorsun?" diye söylendi içimdeki şüküfe.
"Doğru diyorsun," diyerek ona bakmamaya çalışarak sırama doğru ilerledim.
Üzerimdeki bakışları hissedebiliyordum ama ona dönmeyecektim. Neden yanımdan da kalktığını sormayacaktım. Bana ne sonuçta, istediğini yapmakta özgür.
Ama bir söze, "Ben artık burada oturmayacağım'a" ihtiyacım vardı. Bir açıklaması olmalıydı, daha geçen gün 'hodri meydan' diyen çocuktan eser yoktu. Bir kaç günde ne değişmiş olabilir ki?
Ben kendi kendime kafayı yerken Su gelmişti, "Ölmüşsün de toprak atanın yok Duru!" diye isyan etmişti. Odakladığım bakışlarımı elimden çekip Su'ya döndüm.
"Sence neden Acar yanımdan kalktı?" diye bir soru sordum beklemediği bir anda. Biraz afallamıştı. Bir yanıma bakıp bir de sınıfa baktı, gözleri Acar'ı bulunca bana döndü "Ne işi var lan onun orda?" diye sorunca kafasına bir tane geçirdim.
"Ben de onu soruyorum ya salak!" diye kızınca biraz düşünmeye başladı.
"Trip atıyor?" diye bir teoride bulununca gözlerimi devirdim. "Bazen akıllı oluyorsun ama salaksın, neden bana trip atsın çocuk?"
