18: İĞNE

32.5K 1.8K 243
                                    

Kısa oldu ama diğer taslakta bölümü de düzenleyip bu akşama atacağım. Beni takip etmeyi unutmayın. 💗

BÖLÜM: 18- İĞNE

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


BÖLÜM: 18- İĞNE

Endişe ve korku.
Tek hissettiğim buydu, bu iki duygu karmaşası içerisindeydim ve boğuluyordum, bu bataklıktan çıkamıyordum. Kafamın içine dönüp dolaşan saçma düşünceler beni daha çok çıkmaza sokuyordu. Bu his gerçekten berbattı, ya çok kötüyse? düşüncesi beynimde dönüp dolanıyordu. Karmakarışık hissediyordum, ondan hoşlandığım için değildi bu hissettiklerim. Sadece benim yüzümden bu hale gelmesi içimi acıtıyordu, bu düşmanın bile olsa o an ona elimden geldiğince yardım etmeliydim. Bu benim ağır duygularımla ilgiliydi kendimi kötü hissetmemek içim başvurduğum bir yoldu. Ne kadar doğrudur tartışılır, herkesin düşüncesi kendine doğru değil miydi zaten?

"Elli beş lira otuz beş kuruş hanımefendi."
Taksicinin fiyatı söylemesi üzerine önceden çıkardığım cüzdanımdan gerekli miktarı çıkardım ve adama uzattım. Hiçbir şey söylemeden kapıyı açıp koşarak hastaneye ilerledim. Önümdeki insan kalabalığını umursamadan aralarından geçtim ve acilin içine girdim.

Cebimdeki telefonumu gün yüzüne çıkartıp ona yazdım.

"Ben geldim, acilden nereye doğru ilerlemem gerekiyor."

"Oha, geleceğini tahmin etmiyordum."

"Danışmanın soluna sap, zaten acil alanını görürsün."

"Tamam."

Uzatmadan telefonu kapattım ve telefonu cebime koydum, etrafıma bakındığımda danışmanı sol tarafımda gördüm ve o tarafa doğru ilerlemeye başladım. Danışmanın yan tarafında uzayan geniş koridora girdim. Kocaman 'Acil' tabelasını görünce gülümsedim ve daha hızlı adımlarla acil alana girdim.

Acil alanına girdiğimde bir sağa bakıyordum bir sola, en sonunda sağ taraftaki alanda üçüzleri görünce gülümsedim ve Acar'ın yanına ilerledim. Aras ve Anıl'ın dediklerini umursamadan dikkatimi Acar'a verdim.

"Özür dilerim." Hızlıca söylediğim bu şeyden sonra Acar yorgun bir şekilde göz kapaklarını açtı, şişmiş ve kızarmış gözlerini bana çevirdi. İçimin acıdığını hissettim, çok kötü gözüküyordu.

"Senin ne işin var burada?"
Sorduğu bu soru karşısında ne diyeceğimi bilmeyerek Aras ve Anıl'a döndüm.

"Ben de bilmiyorum, kardeşim." diyen Aras'ı umursamayarak bakışlarımı Anıl'a diktim. Bana bakmıyordu, kollarını göğsünde birleştirmiş Acar'a bakıyordu. Anıl mıydı bana yazan? bütün oklar onu gösteriyordu ama şu an bu mesele ile uğraşamazdım.

Bakışlarımı onlardan çekip Acar'a çevirdiğimde cevap bekler gibi bir hali vardı. Hiç düşünmeden aklıma gelen ilk yalanı söyledim.

"Annem ile Nermin teyze konuşurlarken duydum, benim yüzümden hasta olunca dayanamadım geldim."
Bu söylediğime kaşlarını çattı, bir yeri acıdığından bir anda yüzünü ekşitti. Bunu fark eden Anıl sinirle iç tarafa döndü.

"Nerede kaldı şu hemşire!" ilk defa onu bu kadar sinirli ve ciddi görüyordu. Gözlerindeki endişe her şeyi açıklıyordu. Hepsi birbirlerine çok bağlılardı, imrenecesine....

Şokla Acar'a döndüm.

"Sen iğne vurulmaktan korkarsın." bir anda yüzündeki korkuyu görünce gerçekten de iğneden korktuğunu anladım. Koca adam, dedim; koca adam iğneden korkuyor.

Acar iğne lafını duyduktan sonra kardeşlerine döndü.

"İğne vurulmayacak dediniz şerefsizler." güçsüz çıkan sesiyle anca bu kadar diye bilmişti. İğneden korkan küçük bir erkek çocuğu, iğneden neden korkuyordu?

Aras ve Anıl mahçup olmuş bir şekilde kardeşlerine bakarken hemşire çoktan gelmişti. Acar hemşirenin elindekileri görünce gözleri kocaman oldu ve hiç beklemediğim bir anda koluma sarıldı. Ben şok olmuş gözlerle ona bakarken o korkarak hemşireye bakıyordu. Yavaşça kolumu tutan elini tuttum. Elini tutmamla bakışları bana kaymıştı.

Hemşirenin iğneye hazır olduğunu görünce Acar'ın görüş alanını kapattım ve ellerimle yüzünü avuçladım. Yaptığım ne kadar doğruydu bilmiyordum ama iğne vurulması gerekiyordu. O bana aval aval bakarken ben onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.

"Korkma." dedim fısıldayarak. Bir an hemşireye bakmaya çalışsa da buna engel oldum. Yüzünü sıkıca tuttum.

"Sadece bana bak, herkes iğneden korkabilir bu normal bir şey." dediğimde az da olsa gevşediğini hissettim.

"Korkuyor musun?" diye sorduğumda yavaşça kafasını hayır anlamında salladı. Mavi gözlerini ışığı sönüyordu.

"Tamamdır." diye bir ses duyunca yavaşça geri çekildim. Hemşire işini büyük bir ustalıkla bitirmişti. Acar şaşkın dolu bir ses tonuyla bir bana bir de hemşireye bakıyordu.

"Bitti mi? bu kadar mıydı?

Hemşire gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı ve perdeyi çekerek yanımızdan ayrıldı. Ben de ona döndüm ve buruk bir tebessüm gönderdim. Sessizliğin hüküm sürdüğü ortam da Anıl sessizliğini bozdu.

"Az önce ne oldu?"

Anıl'ın sorusuna karşılık Aras;
"Duru sayesinde Acar iğne vuruldu."

[ACAR]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[ACAR]

[ACAR]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KOMŞU SORUNSALI ❦ 𝑡𝑒𝑥𝑡𝑖𝑛𝑔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin