𓆙°Chapter 18° '𝑺𝒊𝒓𝒍𝒂𝒓 𝑷𝒕²' 𓆙

2.6K 147 70
                                    

¬Hatırlatma: Tom: Seni seviyorum y/n...

Dediği şeyi az çok duyduğumda karnımdaki kelebeler tekrar kanat çırpmaya başladı. Gözlerimi kapattım ve belime sarılan ellerini tuttum.

Tom: Boynundaki izleri kapatmaya çalışma, yoksa yenilerini vermekten çekinmem... İyi geceler....

Dedi ve boynumdan öptü. Bu geceyi düşünüp uykuya daldım....


Gözlerimi açtığımda tanıdık olmayan bir yatakta tanıdık bir kokuylaydım. Karnımda uçuşan kelebeklerle elimi sağıma attım. Çarşafı hisseden elime baktığımda yatakta tek başıma olduğumu gördüm. Tom, nereye gitmiş olabilirdi ki?

Derin bir nefes alıp dün geceki kıyafetlerimi aramaya başladım. Yokluğum fark edilmeden odama dönsem iyi olurdu. O sırada kıyafetlerimin Tom'un masasının yanındaki sandalyenin üzerinde olduğunu gördüm. Yataktan kalkıp kıyafetlerimi almaya doğru ilerlerken masanın çekmecesinin içinde bir şeyin parladığını fark ettim.

Çekmeceye yaklaştım ve yavaşça açtım. Siyah deri kaplı bir günlüktü bu. Parlayan şey ise günlüğe yapıştırılmış metal isimlikti. Tümü büyük harflerle "TOM MARVOLO RİDDLE" yazıyordu. Günlük tuttuğunu biliyordum elbette, ama daha önce hiç elime almamıştım. Birden kapı açıldığında günlüğü yerine koyamadan gelen kişi elimden çekti.

Tom: Ne yapıyorsun?

Y/n: Sadece baktım. Okumadım, Tom.

Tom, açıkça rahatladığında sandalyenin üzerindeki kıyafetlerime uzandım. Yeşil gözlerini benden ayırmadan beni izliyordu. Göz ucuyla olsa da gülümsediğini görebiliyordum.

Y/n: Ne? Ne bakıyorsun öyle?

Dedim gülümseyerek. Kafasını silkeledi ve günlüğünü cübbesinin cebine koyarak bana sarıldı. Öyle sıkı sarıldı ki arkamı dönüp ona sarılmama izin vermiyordu.

Y/n: Heey, kemiklerimi kırıcaksın sakin ol, Tom.

Tom sadece kıkırdadı. Öyle bir şeydi ki sanki şu an bir rüyadaydım. Bu Tom, benim tanıdığım alışık olduğum Tom gibi değildi. Birden sarılmasını yumuşattı ve ona doğru dönmeme izin verdi. Kahverengi gözlerimi onun zümrüt yeşili gözlerine odakladım. Tamamen farklı bakıyordu. Daha yumuşak ve o her zamanki ruhsuz halinden eser yoktu.

Tom: Kahvaltıya inmeliyiz.

Dedi fısıldayarak. Güldüm ve başımı anlına yasladım. Hala sarıldığı için ellerimi boynuna sardım.

Y/n: Neden fısıldıyorsun?

Dedim fısıldayarak. İçimi hoş eden o kadife kahkahasını attı ve fısıldayarak devam etti.

Tom: Sesli konuşursam rüyadan uyanırım diye korkuyorum.

Y/n: Evet, ama bu bir rüya değil Riddle.

Tom: Bana Riddle deme artık. Tom de. Sadece Tom.

Y/n: Peki sadece Tom, artık aşağı insek güzel olur.

Tom: Sonsuza kadar burada kalmak istiyorum.

Sadece güldüm ve dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp ellerinden kurtuldum. Kıyafetlerimi aldım ve banyoya girip giyindim. Çıktığımda günlüğüne bir şeyler yazıyordu. Çıktığımı gördüğünde günlüğünü hızla kapatıp çekmeceye koydu.

Y/n: Odama gidip hazırlanacağım. Kahvaltı dan sonra ortak salonda görüşürüz.

Tom: Neden? Kahvaltıya gelmeyecek misin?

𝐁𝐞𝐠 𝐌𝐞 || +¹𝟖 #Wattys2022Where stories live. Discover now