𓆙°Chapter 28°'𝑩𝒂𝒔𝒊𝒍𝒊𝒔𝒌'𓆙

1.7K 120 151
                                    

¬Hatırlatma: Y/n: Tıpkı sen anılarımı silmeden önce de dediğim gibi Riddle, bana yaklaşma, bana bakma, beni öpme, benimle konuşma bile. Biz bittik. Ben.. Bittim. Anlıyor musun? Benden uzak dur. Seni görmek dahi istemiyorum.

Kapıya ilerledim ve açıp elimle çıkmasını işaret ettiğimde yanıma geldi ve boğazımı kavradı.

Tom: Madem öyle Lowell, her şey daha yeni başlıyor!

Y/n: Tom, bırak.

Diye fısıldadım. Boğazımı sertçe sıkıyordu. Ellerimle bileğini tuttum ve itmeye çalıştım ama boşunaydı. Boğazımı bıraktı ama bileğimi kavradı ve sürükleyerek odadan çıkardı.

Y/n: Bırak diyorum Tom!

Tom: Çok beklersin.

Ne Olduğunu anlayamadan ortak salondan bir sürü meraklı bakış arasında çıktığımızda merdivenlere ilerledi. Bileğimi o kadar sıkı tutuyordu ki kaçmamın imkanı yoktu. Derin bir nefes alıp tüm ağırlığımı durmak için harcadım ancak Tom güçlüydü. Bu sadece düşmeme neden olduğunda Tom, alışıldık bir hareketle kucağına aldı ve yürümeye devam etti.

Y/n: İndir beni Tom.

Tom sadece sırıttı. Kullanılmayan kızlar tuvaletine girdiğimizde çeşmeye yaklaştı ve çatal dilinde bir şeyler fısıldadı. İki adım geri çıktığında çeşme o geceki gibi açıldı.

Tom: Dikkat et, iniş yumuşak olmayacak.

Dedi ve beni ortadaki deliğe attı. Geniş bir borudan aşağı indiğimde bir sürü kemiğin üzerine düştüm. Ayağa kalkacağım sırada Tom üzerime düşünce olduğum yerde kaldım. Zümrüt yeşili gözleri gözlerime değdiğinde dudakları benden sadece birkaç milim uzaktaydı. Bir yanım onu öpmemi söylüyordu ve neredeyse bunu yapacaktım da. Taa ki bir tıslama sesi duyana kadar. Korkuyla Tom'u üzerimden ittim ve ayağa kalktım.

Ses, ileriden geliyordu. Açıkça Tom'un kıkırdamasını duyduğumda ona döndüm. Ayağa kalkmış arkamda duruyordu.

Y/n: Orada ne var?

Tom: Kabuslarına girecek kadar kötü bir şey...

Kulağıma fısıldadığında tüm tüylerim diken diken olmuştu. Nefesimi tuttum ve ileride ne olduğunu çözmeye çalıştım. Birden tekrar kolumu tuttuğunda ileri doğru sürükledi beni. Bir sürü yılan heykelinin dizildiği suyla kaplı tuhaf bir odaya girdiğimizde dikkatimi ilk çeken şey salazar Slytherin'in yüzünün dev bir heykeliydi. Tom, kolumu bıraktı ve heykele yaklaştı.

Tom: Doğrudan gözlerine bakmanı önermem Lowell. Ölmeni istemiyorum, henüz.

Dedi ve çatal dilinde bir şeyler gevelediğinde Salazar heykelinin ağzı açıldı. Artık tıslamalar daha netti. Heykelin ağzından bir çift sarı göz göründüğünde hemen gözlerimi kapattım. Başımı yere eğdim ve su yansımasından izledim.

Y/n: B-basilisk mi?

Tom: Benim basiliskim. Bana ait, sadece beni dinleyen...

Dedi ve çatalağızda bir şeyler geveledi tekrar. Basilisk bana doğru ilerliyordu. Korkudan hareket etme yeteneğimi kaybettiğimde Basilisk tam önümdeydi. Tısladı ve durdu. Tom, yanıma geldi.

Tom: Ben, bitti demeden bitmez Lowell. Eğer beni uzaklaştırmaya çalışırsan bu okuldaki her bulanık öğrenci ölene kadar durmam.

Y/n: Seni bırakmasam da durmayacaksın zaten. Ne farkı var?

𝐁𝐞𝐠 𝐌𝐞 || +¹𝟖 #Wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin