𓆙°Chapter²¹° '𝑶𝒃𝒍𝒊𝒖𝒊𝒐 𝑪𝒐𝒏𝒕𝒓𝒂𝒓𝒊𝒂 𝑷𝒕¹'𓆙

2K 133 34
                                    

¬Hatırlatma: Çeşme açılmayı durdurduğunda derin bir nefes aldım ve ortada duran boşluğa baktım. Oldukça derin görünüyordu. İçine atlayıp atlamayacağımı düşünürken içerden adım sesleri duydum, biri geliyordu. Hızla geri çekilip çatal dili bir şeyler fısıldayıp çeşmeyi kapattım ve saklandım. Çok geçmeden çeşme açıldığında, içinden çıkan kişi Tom'du. Yüzünde sıçramış kan izleri vardı ve dudağının kenarında bir gülümseme...

Gördüğüm görüntü kanımı dondurdu. Yüzündeki kanlar kendi kanı mıydı yoksa... Ağzımı elimle kapatıp Tom gidene kadar ses çıkarmamaya çalıştım. Çeşmeyi kapattığında aynaya baktı. Yüzünde hala o iğrenç sırıtış vardı. Sanki bambaşka bir Tom'a bakıyordum. Yüzündeki kanları iğrenircesine yıkadı ve cübbesini düzeltip kızlar tuvaletinden çıktı.

Gittiğinden iyice emin olduğumda saklandığım yerden çıktım. Gördüklerim korkunç bir kabus gibiydi. Yüzündeki kanlar kime aitti peki? Çeşmenin altında ne vardı? Bana neleri unutturmuştu? Şu dakikadan sonra pek iyi şeyler olmadığından emindim. Derin bir nefes verdim ve titreyen ellerimi kıyafetimin cebine sokup tuvaletten çıktım.

Düşüncelerle birlikte yürürken ortak salona ya da odama gitmek istemediğimi fark ettim. Yönümü değiştirip astronomi kulesine ilerledim. Kapısına geldiğimde yavaşça açtım ve içeri girip kilit büyüsü yaptım.

Mattheo: Uyuyamadın mı?

Arkamdan gelen sesle irkildim. Hızla arkamı döndüğümde koltukta oturan Mattheo'yu gördüm. Üstüne yeşil boğazlı bir kazak giymiş siyah pantalon giydiği bacaklarını kendine çekmiş bir şeyler okuyordu.

Y/n: Özür dilerim. Kimse olmaz diye düşünmüştüm. İyi geceler.

Tam asamı kaldırıp kilit büyüsünü açmış kuleden çıkacakken durdurdu.

Mattheo: Kalabilirsin. Belli ki seni bir şeyler rahatsız etmiş.

Arkamı dönüp ona baktım. Eliyle yanındaki boş yeri gösteriyordu. Derin bir nefes alıp asamı cebime koydum ve onun gösterdiği yere bakıp pencerenin kenarına oturdum. Bu yaptığıma gülümsedi ve bana döndü.

Y/n: O kadar mı belli oluyor?

Mattheo: Seni tanımıyorum ama bir şeylerin rahatsızlık verdiğini ben bile anlayabiliyorsam, o kadar belli oluyor.

Y/n: Siktir! Öyleyse ortak salona gitmediğim iyi olmuş.

Mattheo: Anlatmak ister misin?

Gözlerimi kısıp onun yüzüne baktım. Tom'a oldukça benziyordu. Yüzümü pencereye çevirdim. Gökyüzü bulutlarla kaplıydı.

Y/n: Senin beni tanımadığın gibi ben de seni tanımıyorum Mattheo. O yüzden kusura bakma ama bunu seninle paylaşmalı mıyım emin olamıyorum.

Mattheo: Ah, sanırım bu kardeşimle alakalı. Böylesine rahatsız olduğuna göre neler peşinde olduğunu öğrendin?

Birden yüzümü ona döndürdüğümde güldü. Gülüşü çok sevimliydi.

Mattheo: Nasıl oldu bu?

Y/n: Takip ettim. Sayılır.

Mattheo: Ettin mi sayılır mı?

Y/n: Sadece uyandım ve onu odada göremeyince nerede olabileceğine dair fikir yürüttüm ve sonra onu hiç beklemediğim bir durumda buldum.

Mattheo: Ah, üstü kapalı anlatımlar. Göründüğünden zekisin.

Y/n: Teşekkür ederim.. Sanırım...

Mattheo: Rica ederim. Ve, Tom'un konusuna dönecek olursak..

𝐁𝐞𝐠 𝐌𝐞 || +¹𝟖 #Wattys2022Where stories live. Discover now