𓆙°Chapter⁴⁴°'𝑲𝒂𝒓𝒂 𝑲𝒂𝒐𝒔 𝑷𝒕¹'𓆙

1.2K 99 63
                                    

¬Hatırlatma: Abell, ceketinin iç cebindeki siyah zarfı çıkarıp bana uzattı. Yüzündeki endişeli ve dehşete kapılmış ifadeyi gördüğümde yutkundum. Zarfı cebime koydum ve ona baktım.

Abell: Bunu Dumbledore'a ver ve hemen okumasını iste. Orada bekleme ve tanıdığın ne kadar muggle doğumlu büyücü ve cadı varsa okuldan çıkar y/n.

Y/n: Neler oluyor? Abell, beni korkutmaya çalışıyorsan eğer hiç komi..

Abell: Lord, Hogwarts'ı ele geçirecek. Bu gece...

Duyduklarım kanımı dondurmuştu. Mattheo, büyük planlar derken bundan bahsediyor olmalıydı. Abell, yataktan kalktı ve ellerini ellerimin üzerine koydu.

Abell: Sana bilmen gereken her şeyi anlatacağım. Ama şimdilik bana güvenmen gerekiyor. Burdan kaçabilmen için sana yardım edeceğim. Ve dediğim gibi Dumbledore'u uyaracaksın. Lord'u durdurabilecek olan tek kişi o.

Abell'a güvenip güvenmemek arasında kaldığımda garip bir şey oldu. Boynunda parlayan bir broş vardı. Şimdi fark ediyordum. Zümrüt taşına dolanmış boa yılanı. Abell, gerçekten benim abim olabilir miydi? Nefesimi tuttum. Hızla başımla onayladım. Kalbim deli gibi atıyordu. Bacaklarım daha fazla hareket edemeyeceklerini şimdiden belli ediyordu ama bu büyük bir sorumluluktu.

Y/n: Dediğin gibi olsun. Pekala, nasıl kaçacağım?

Abell, ellerini ellerimden çekti ve kapıya ilerledi. Üzerindeki büyüyü kaldırıp kapıyı açtı. Kafasını aralık olan kapıdan dışarı uzatıp etrafı kontrol ettikten sonra bana döndü.

Abell: Kapıyı açık bırakacağım. Sağdaki merdivenlerden inip soldaki ara koridora gireceksin, dümdüz ilerle ve soldaki ikinci büyük koridora gir. Sonunda orta büyüklükte bir kapı olacak. Oradan arka bahçeye çıkarsın.

Dedi ve bana endişeyle bakıp devam etti.

Abell: Bu mülk boyunca cisimlenilmiyor. Büyü engeli var. O yüzden arka bahçedeki odunluğun arkasındaki tünele gir. Dümdüz ilerleyip gördüğün ikinci sapaktan girersen Hogwarts'ta olursun. Beni iyice anladın mı?

Oldukça karışıktı ama kaçmak için bir şansım vardı. Kaçıp arkadaşlarımı kurtarmak için büyük bir şansım vardı.

Y/n: Evet, anladım. Tamam, merak etme.

Ne diyeceğimi bilmiyordum kafamı meşgul eden tonlarca şey vardı. Abell, derin bir nefes verdi ve birden beni kendine çekip sarıldı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Ona sarılıp sarılmamak arasında kaldığımda bana her şeyi anlatmasını beklemeye karar verdim. Benden ayrıldıktan sonra burukça gülümsedi ve hızla odadan ayrıldı.

Dediği gibi kapıyı kilitlemedi. Gözlerim masadaki yemeklere kaydığında karnımın guruldaması duyuldu. Bir an için - sadece çok kısa bir an- Mattheo'nun getirdiği yemekleri yemeği düşündüm. Ama iç sesim bunu yapmamamı söyledi.

'Hiç onun getirdiği şey yenir mi? İçine ne koyduğu belli olmaz. Önce Hogwarts'a ulaşmalıyım.'

Cesaretimi ve gücümü topladığımda ayağımdaki botları çıkardım. Ayağımda sadece çoraplarım kaldığında hızla odadan çıkıp sağdaki merdivenlere yöneldim. Etraf şüpheli bir şekilde sessizdi. Kanımda dolaşan adrenalin tetikte olmamı söylüyordu. Ama yanımda kendimi koruyabileceğim hiçbir şey yoktu. Asam yasak ormanda kalmıştı.

Merdivenlere ulaştığımda hızlı ama sessizce merdivenleri indim. Abell'ın dediği gibi soldaki ara koridoru gördüm. Etrafı kontrol edip hızla koridora girdim. Korkudan başım dönüyor gibiydi ama odağım tamdı. Ara koridorda ilerlerken soldan ilk büyük koridoru gördüm. Hızlandım ve ikinci büyük koridoru kontrol edip girdim. Buralarda dolanan pek kimse olmuyordu herhalde.

𝐁𝐞𝐠 𝐌𝐞 || +¹𝟖 #Wattys2022Where stories live. Discover now