🌈61/G⭐

5.1K 469 68
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

Gökkuşağı Yıldız

İtalya'da gözlerimi ikinci kez açtığımda huzurla yerimde doğruldum. Yanımda yatan adam kollarını yastıkların arasına koymuş yüz üstü yatarken gülümsedim. Birbirimize sarılı yatarken gece sıcakladığı için tişörtünü çıkarıp atmıştı. Çıplak sırtına bir öpücük kondurup yerimden kalktım ve ilk önce yüzümü yıkadım. Giyinme odasına geçtiğimde köşede kalan boya kutuları gözüme çarptı ve aklıma muzip bir fikir geldi. Palet, fırça ve bir kaç renk boya ile odaya geri döndüm.

Pozisyonunu değiştirmemiş Martin'in yanına ilerledim ve çok hareket ettirmeden yatağa oturdum. Elimdekileri bir kenara koyup isteğime göre boyaları karıştırmaya başladım.

Fırçanın ilk darbesi ile vucüdü ürpersede uyumaya devam etti. Sırtına tam olarak bir resim yapmıyordum o an nasıl yapmak istediysem yaptım sonunda anlamdıramadığım şekiller olsa da hoş gözüküyordu.

"Benim güzelim ne yapıyor acaba?"

"Güzelliğin, sırtına çok güzel bir resim yaptı."

Dönmek için kımıldadığında hemen ellerim omuzlarını buldu ve durdurdum.

"Daha kurumadı, fotoğrafını da çekeyim."

"Peki."

Gözlerini kapatıp beni beklerken komidinin üzerinde ki telefonumu alıp bir kaç tane fotoğraf çektim ve hemen kuruması için Martin'in sırtına üfledim.
Gözleri anında açılırken homurdandı.

"Naptığından hiç bir fikrin yok."

"Ne yapıyormuşum acaba?" derken gülerek ensesine geldim ve öptüm. Elimle de omuzlarını okşadığım sırada dudaklarından bir inilti koptu.

"Ne oldu?"

"Benimle oynama Gökkuşağı."

"Oynuyorum ama."

Ensesinden resmin oluş kısmına kadar dudaklarımı gezdirdiğim sırada aniden yerinden doğrulup yatakta oturur pozisyona geldi ve dudağıma yöneldi. Kendimi geri çektiğim gibi ayaklandım ve giyinme odasına kaçtım.

"Kazanan sen olamayacaksın." dediğimde sesli küfürleri duyuluyordu.

Dün akşam tüm eşyalarımı dolaba yerleştirmiştim ve şimdi askıda ki elbiselerime bakıyordum. Arkamda ki perdenin hızlı çekilişine şahit olduğumda gülmüştüm.

"Mavişim hiç gülme, sabah sabah sen beni istediğin gibi öp, bana gelince yok."

"Martiiin, elinden çikolatanı almadım,ağlama." kahkahlarımın yükseldiği sırada, arkadan belime sarılan kollar ile duraksadım.

"Elimden çikolatam değil fıstıklı baklavam alındı... Bilirsin çok değerli bir tatlıdır yemesi de bir o kadar yavaştır ve zevk verir."

Boğuk sesi kulağımda yer alırken yutkundum son kelimesi ile de baldırıma kayan eli bulunduğu yeri okşadığında bütün yelkenlerim inmişti.

"Martin!" heyecandan nefesim daralırken benim sesime kıkırdadı ve geri çekildi.

"Belki de iki kazanan vardır."

Göz kırpıp uzaklaştığında olduğum yerde onu izliyordum. Bilerek yapmıştı! Derin bir nefes alıp kendimi toparladım ve elime ilk geçen yakaları düşük, kırık beyaz mor desenli elbiseyi giydim.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now