🌈 35/G ⭐

8.7K 482 106
                                    

Keyifli okumalar dilerim..

Gökkuşağı Yıldız

Sabah Martin'in yanında gözlerimi açtığımda benden huzurlusu yoktu. Yatakta oturur pozisyona gelip bir kaç saniye etrafıma bakınmıştım. Uyku sersemliğinden çıkıp kendime çeki düzen verdim ve mutfağa geçtim. Güzel bir kahvaltı hazırlayıp birşeyler atıştırdım. Salondan bulduğum küçük not kağıdı ile yanında bulunan pilot kalemi alıp el yazısı ile birkaç cümle yazdım.

"Prensesin gitme vakti geldi. Prens çok uzaklarda aramasın, gece on iki olmadan gelecek..."

Yazdığım kağıdı masaya bıraktığım sıra gülmüştüm. Eşyalarımı alıp çıktığım gibi kendi daireme girdim. Yatağımda Tarçın'ı, salıncakta Garfield ile karşılaşmıştım.

"Yavrularım, ne yapıyorsunuz?"

Tarçın havlayarak ayaklarımın dibine geldiğinde yere eğilip onunla oynadım.

"Oğlum benim." başına bir kaç öpücük kondurup ayağa kalktım. Sarı tüylü kedim baygın baygın bana bakarken başını okşamıştım. Mayışık olan kedi daha da mayıştığın da güldüm.

Onları arkamda bırakıp hemen giyinme odama geçtim. Askıları tek tek karıştırırken daha önceden takım halin getirdiğim gömlek ve süveteri alıp kenara koydum, rahat olan siyah pantolonu da aldığımda, giyindim.

Saçlarımı arkadan örüp kırmızı çantama uzandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saçlarımı arkadan örüp kırmızı çantama uzandım. İçine gerekli olanları koyup koluma taktım.
Yavrularımın mamalarını koyduğum sora da seslenmiştim.

"Garfield, Tarçın mamalar hazır."

Tarçın'ın hızlı pati sesleri geldiği saniyede mutfaktaydı,geldiği gibi kabının önüne çöktüğünde gülmüştüm. Kapının oraya giderken sallana sallana giden kedime de güldüm.

"Sana da iyi günler kedi bey."

Kapıda beyaz sporlarımı giydiğim gibi siyah kabanımı üstüme geçirdim. Ellerimi okşayarak dışarı çıktığımda bu soğukta evde kalmak istediğimi farkettim.

Aralık ayında olmamıza rağmen karın hiç yeryüzüne inmemesine üzülüyordum. İstanbul'a düşmeyen kar çoğu şehire düşmüştü. Arabaya bindikten sonra bir kaç dakika ısınmasını beklemiştim.
Yolların boş olması ile kafeye hızlı gelmiştim. Hemen mutfağa geçip menüyü hazırlamaya başladım.

"Mavi abla, ben geldim."

"Hoşgeldin Aslı."

Kaldığım yerden devam ederken Aslı'da önlüğünü giyip kafe tarafına geçmişti. Öğlene kadar mutfakta kaldığım zaman da çok az müşteri gelmişti.

Son kez servisleri cam tezgaha koyup mutfağa geçtim ve önlüğümü çıkardım.

"Mavi abla, iş görüşmesi için biri geldi."

GÖKKUŞAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin