🌈 18/G⭐

12.1K 510 38
                                    

Keyifli okumalar..

Gökkuşağı Yıldız

Sergi alanından çıktığımda derin bir nefes aldım. Ve bir duvara yaslandım. Bunu Martin'e yapabilcek miydim.
Sonuçta akşamdan beri bir şeyler olduğunu sezmiştim ve geceye son noktasını ise çizdiği resimle sonlandırmıştı. Çizdiği resim bendim.
Kafamı yavaşça arkamda ki duvara vurdum. Akşamdan beri Martin'le yaşadıklarımı düşündüm. Mario'nun söyledikleri aklıma geldi. Martin eğer beni seviyorsa nasıl olabilecektik ki.
Ben korkuyordum, sevdiğim birini kaybetmekten, onu üzmekten, ona zarar vermekten korkuyordum.
Topuk sesleriyle başımı kaldırdım.

"Gökkuşağı." diyerek yanıma gelen kızlara baktım.

"İyi misin?" diyerek karşıma geçen İkra'ya çevirdim bakışlarımı.

"Bilmiyorum."

Bir süre sessiz duran Dicle yaklaştı ve sarıldı.

"Sen gittikten sonra biraz kötü oldu, şey sanırım seni seviyor."

"Sanırım değil, çok belli sevdiği." diye mırıldandım.

"Ee o zaman sorun ne?"İkra'ya bakıp  iç çektim. Gözlerim dolmaya başlayınca gökyüzüne baktım.

"Geçmişin dime Gökkuşağı, hala atlatamadığın o geçmişin, hala kendinde suç bulduğun geçmişin, aklından çıkmayan bir geçmiş..."

"Yeter İkra yeter, o olayları sen değil ben yaşadım." diye hiddetle bağırdığım da bir adım geriledi.

"Sen mi yaşadın?... Biz bir dakika bile yanından ayrılmadık sen ayakta zor dururken elinden tutup kaldıran bizdik, şimdi kendi yaşadığını mı söyluyorsun.. Peki." deyip bir kaç adım geri gitti.

"Kızlar lütfen yapmayın..." diyen Dicle'ye döndüm. Kafamı bir iki kere sallayıp arkamı döndüm. İkra ile ilk defa birbirimize bağırıyorduk.

"Sana tek bir şey söyleyebilirim...Evet geçmişini unutamazsın ama bir kenara itebilirsin emin ol o zaman çok rahat olacaksın... Suçun olmayan bir olaydan dolayı geleceğini yaşayamıyorsun o yüzden artık toparlan,çünkü seni seven biri var. O adamın senin arkandan nasıl baktığını ben gördüm... Bir kere bencil ol ve o adamın elinden tut. "topuklu sesi gelince gittiğini anladım.

Gözümden yaşlar akarken yere oturdum. Dicle'de benimle birlikte oturup omuzuma sarıldı.

" Dayanamıyorum. "diye sessizce mırıldandım.

" Sen güçlüsün Gökkuşağı, lütfen kendine yapma bunu. "

İçimde ki ben hiç güçlü değildim, sadece dışarı karşı öyleydim.

" Yalnız kalmak istiyorum. "

" Ama... "

" Lütfen Dicle. "

" Peki, ama lütfen iyi düşün ve şey İkra'ya katılıyorum." diyerek yanımdan uzaklaştı.

Kabanıma daha sıkı sarılarak yerden kalktım. İkra'nın dedikleri kulağımda çınlıyordu. Olabilir miydi? Tekrar deneyebilir miydim?
Onu seviyordum, ona aşıktım tek bir şeyine değil herşeyine aşıktım. Abimin sürekli dediği söz aklıma geldi.

Korkunu yenmediğin sürece hayaline kavuşamazsın.

Yönümü değiştirip sergi alanına geri döndüm. Çok az kişi kalmıştı. Karşısında Mario ile bir şeyler konuşan Martin başını kaldırıp kapıya baktı. O sıra göz göze geldik. Gözlerinde ki üzgünlüğü, kızgınlığı o kadar belli oluyordu ki o an yaptığımdan pişman oldum. Gözlerimi kapatıp açtım ve omuzlarımı dik konuma getirdim. İçimdeki Gökkuşağı güçsüz olsa da dışım güçlüydü benim, geçmişim yüzünden bu zamana kadar arkadaş dışında hiç bir erkekle konuşmamıştım ama sanırım o geçmişi geride bıraktıracak bir erkek daha yeni karşıma çıkıyordu.
Güçlü adımlarla Martin'e ilerlediğim de önünden Mario çekilmişti ve bir kaç adım gerisine geçmişti.
Martin öylece bana bakarken bir anda boynuna sarıldım. Uzun boyundan dolayı biraz zor olmuştu ama bu durumu umursamadım. Bir kaç saniye sonra kollarını hissettiğimde daha sıkı sarıldım.

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now