i'm not exactly alone

601 70 83
                                    

•••

[ Hwang Hyunjin ]

''Gelire ne yazdın?''

''Sana ne Jisung? Zenginsin sen kendine gel.'' Omuz silkip kolumun altından çıkarken göz devirmiştim.

''Seungmin'e karşı cimri olup olmadığını ölçmeye çalışıyordum. Yazık olmasın çocuğa.'' Kaşlarımı kaldırıp onu hep birlikte beklediğimiz binanın önünde dolanan Changbin'e itmeden önce konuştum.

''Üç ay sonra on dokuz yaşına gelip boyu seni geçtiğinde de yazık olmasın çocuğa diyebilecek misin merak ediyorum.'' Dil çıkartmasıyla birlikte bu defa Changbin'in himayesi altına girerken arabaya yaslanmaktan vazgeçtim.

Minho hyungun dediğini yapmış ve günü güzelce planlamıştım. Hatta gerçekleştirdiğimiz ilk şey sabah sekizde onları uykusundan uyandırıp kahvaltıya götürmek olmuştu. Dedim ya, günü çok güzel planladım.

Cumartesi gecesi formu Yeji'yle birlikte doldurmuş, onunla rahatça bu konu hakkında konuşmuştum. Seungmin'le tanıştığım ilk andan beri haberi vardı aslında fakat onunla yaşama düşüncesini hiç paylaşma girişiminde bulunmamıştım. Bana gerek kalmadan diğerleri konuşup aralarında plan bile yapmışlardı gerçi. Ve itiraz etmeyeceğim, şu an o planın gerçekleştiği andaydık. 

Pazar günü formu vermek için uğramış ve Seungmin'le de ufak bir görüşme yapmıştım. Ne yazık ki küçük açıklama girişimim yüz yüze görüşmem gereken müdür tarafından bölünmüştü. Fakat bu yine de ona mutlu haberi vermeme engel olamamıştı.

Sevincini görmek bile iyi gelmişti ki Jeongin'in attığı 'Kitaplarını götüremediği için üzgün, ona bir ton kitap alsan iyi edersin.' mesajıyla kesinlikle havalara uçmuştum. Neredeyse altı aydır çoğunlukla yalnız kalıyordum. Bazen bizimkiler kalsa bile çoğunlukla büyük evde yalnızdım. Kimseye karşı dersini bırakması ya da işinden alıkoymak gibi bir çabam yoktu. 

Olsa bile sadece Yeji'ye kullanmıştım. Fakat artık akıllandım, onu daha fazla kabuslarına kendi ellerimle teslim edemezdim. 

Yanımdaki pencereden kafasını çıkaran kardeşimin kapısını açtım ve inmesini işaret ettim. Yüzünü buruşturup soğuk hava için arkadan ceketine ulaştığında kolaylık olsun diye kapının önünden çekilmiştim. Bir yandan da giriş kapısını gözetlemeye devam ediyordum. 

''Bu soğukta hasta olup akşamki kutlamaya katılamazsam seni de yanımda götürürüm.'' Küçük söylenişine karşı gülmeme engel olamadım ve kollarımı beline dolarken arabaya yaslanarak derin bir nefes aldım.

''Hasta olup odaya kapanmak zorunda kalsan bile sensiz hiçbir kutlama yapmayacağız.''

Küçüklüğünden beri sürprizler, hediyeler, kutlamalar favorisi olmuştu. Bu yüzden bugün Seungmin'in gelişini kutlamak için keseceğimiz pastayı kaçırmak istemiyordu. 

Esen rüzgar ürpermemi sağlarken boynumdaki kollarını sıkılaştırmıştı.

''Öldürmek için boğma gibi bir yöntem kullanma lütfen.'' 

''Seni kırıyormuş gibi hissediyorum, eğer bazı şeylerle başa çıkabilseydim bu kadar şeyle uğraşmak zorunda kalmayacağını biliyorum.'' Kısık çıkan sesine karşı kaşlarım çatılırken yanağımı saçlarına yasladım.

''Saçmalama. Sen sadece yapman gerekeni yapıyorsun, ben de yüzleşmem gerekenlerle yüzleşiyorum. Zamanı geldiğinde yanımda olacağının farkındayım. Bu yüzden kendini suçlamak için bahaneler yaratma.'' 

pacemaker | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin