lesson genius young man

584 71 11
                                    


Slow update diye giriştiğim kurguya dört günde üç bölüm atmama şaşırıyorsunuz biliyorum, ben de şaşırıyorum 🐱

İyi okumalar 😽

•••

Üç hafta sonra

[ Hwang Hyunjin ]

''Başka bir şeyler daha eklemeli miyim? Seninkiler daha güzel görünüyordu sanki.'' Kurabiyelere eğilip bir süre daha inceledim ve üzerine döktüğüm hindistan cevizini kokladım. Kokmuyordu. ''Felix bunlar kokmuyor.''

''Ne kokmuyor?'' Sıcak olduğu için maşayla aldığım bir tanesinin ucundan çok az ısırdım. Elbette ki tadı kötü değildi. 

''Hindistan cevizinden koy istediğin kadar demiştin, bende güzel koksun diye bolca döktüm ama kokmuyor.''

''Çünkü onları kavurdun. Ayrıca eğilip bir de ayriyeten onları kokladın mı? Sen ne yapıyorsun?'' Alaylı çıkan sesiyle gözlerimi devirdim ve çıkardığım tabağa yememiz için sıralamaya başladım. 

''Seungmin şimdi çalıştığı için şimdi yemesi lazım. İçi açılsın diye yaptım.''

''Gururlu hissediyorum biliyor musun?''

''Sağ ol ama kapat artık Felix, telefonu kapat.'' 

Her ne kadar şekilli durmasını istesem de hep arayı bozan bir kurabiye oluyordu. Ama onu çıkarınca da istediğim şekil oluşmuyordu. Hırsla her şeyi bozan kurabiyenin yarısını ısırdığımda yanan ağzımla kendimi arkamdaki masaya attım ve sürahiyle bardağa ulaşırken Felix'i dinledim.

''En azından tarif baktıktan sonra ana ekrandan sildiğin tarayıcın değilim de teşekkür ediyorsun.''

''Jeongin beklemiyor muydu seni?''

''Yarın görüşürüz!'' Telefon yüzüme kapanırken başımı iki yana salladım ve artık yanmamasına rağmen doldurduğum bardağı diktim kafama. Kesinlikle iyi gelmişti. 

İçeriden gelen gülüşme seslerine katılacağımı bildiğim için biraz da gereksiz heyecanla tabağı aldım ve salona ilerledim.

Seungmin onun için boşalttığımız orta sehpanın kenarına güzelce yerleşmişti. Burayı rahat buluyordu ve ben de bir sorun görmüyordum.

En azından ilk taşındığı zamanki çekingenliği gitmişti ve hızlı bir şekilde alışmıştı. Artık su içmek amacıyla mutfağa gitmek için izin almıyordu. Buna kesinlikle sevindiğimi söylemeliyim. 

Kendimi yere koyduğumuz puflardan birine atıp ders kitaplarının ilerisine tabağı bıraktım. Ardından Seungmin'e yaklaşıp ben de kameranın kadrajına girdim.

''Hala aynısın. Beni rahat bırakmıyordun en azından onu bırak. Çalışması gereken çok şey var.'' 

''Her gün dışarıdasınız, çalışmasını istediğine emin misin?'' Haklı olduğunu bilmeme rağmen bu gerçeği göz ardı etmiştim. Bu yüzden omuz silkip sırtımı koltuğa yasladım ve Seungmin'in kardeşime veda etmesi için zaman tanıdım.

Pekala, ders çalışmasına hevesli olduğumu söyleyemezdim. Hele ki ona geometride yapamadığı sorulara yardımcı olabileceğimi söylemişken. Ortada hukuk okuduğum gerçeğiyle birlikte dört senedir işlemi sadece alışveriş kasaları için kullandığım açığı vardı. Fakat bunu birilerinin bilmesine gerek olduğunu düşünmüyorum?

pacemaker | hyunminजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें