•••
Aynanın karşısında son on dakikadır yaptığı gibi tekrar kendisini incelemeye koyuldu. Bazen gerçek değilmiş gibi hissediyordu.
İki hafta önce bebeklenirken şimdi hızlı gelişimi sebebiyle epey uzayan boyu ve yapılaşan cılız bedeninin özgüvenini arttırdığını söyleyebiliriz.
Arkadaşları şaşkınlıkla kollarına dokunup hemen bir spor salonuna yazılmaları gerektiğini söyleyip yeni şeylere yönelme konusunda ikna etmeye çalışıyorlardı: Renkli gece kulüplerinde takılıp geceyi geçirecek birisini bulmak gibi.
Her ne kadar büyüdüğünü hissetse bile bu teklifi yanakları kızarırken geri çevirmişti. Çünkü aklı tamamen başka bir yerdeydi, olmaması gerektiğini düşündüğü bir yerde.
Düşüncelerinin karıştığı o günden beri siyah uzun saçlı bedeni hayal etmeden duramaz olmuştu. Kendisine her yaklaştığında duyacak diye korktuğu kalbini yavaşlatmanın yollarını arıyordu bu sebeple.
Ne yaparsa yapsın, bedenine rağmen içindeki küçük çocuğa söz geçirememiş, ona kapılmaktan kendisini alıkoyamamıştı.
"... ya sana diyorum. Narsist olacağını düşünmemiştim. Hyunjin'den ala ala bu yönü mü a-"
"Çekil şuradan zevzek."
Kapıdan kendisinin girmesine izin vermeyen Hyunjin güzelce Jisung'u itmiş. Tekrar giremesin diye arkasına savurmuştu.
Gözleri Seungmin'i bulup ilk defa giymek istediği takımın içinde görürken de şaşırmasına engel olamamıştı.
Düz ceket ve gömlek yerine yaşını biraz daha gösterecek zincirler eklenmiş, kol geçişleri yapılmıştı. Elbette bu fikir Felix'e aitti. Herkesin kıyafetine el atmadan duramamıştı.
Bunun dışında neredeyse kendisine denk olan boyu, yaptığı saçları ve yüzündeki hafif makyaj nasıl davranması gerektiği konusunda güçlük sağlamıştı ona.
Karşısında artık yetişkin olan bir Seungmin duruyordu. Davranışları ve hayallerinin değişiminden bile anlayabiliyordu Hyunjin.
Küçük bir ıslık çalıp kendisini izleyen bedenin yanına ulaştı ve kendisi de aynanın karşısına geçti.
Tüm ekip de Seungmin gibi takım giymişti. Kutladıkları gün sıradan bir gün olmadığı için dilediği ne varsa yerine getirmeyi planlıyorlardı.
"Sanırım Felix iyi iş çıkarmış, ha?"
Ceketinin düğmesini ilikleyip aynadan kendisini izleyen Seungmin'e sormuştu sorusunu.
"Evet... Bunları inanılmaz sevdim." Tekrar kendisine bakıp gülümserken kuruyan dudaklarını diliyle ıslatma ihtiyacı duymuştu.
