Bölüme başlamadan, eğer birine hediye alacaksanız bir fidan alın. O günlerce düşündüğünüz anlamlı hediye bir fidan olabilir.
İlk randevunuz nasıldı?
Dean Winchester:
- Seni şık bir restoranda akşam yemeğine götürmeyi düşündü ama bundan vazgeçti, rahat olmayı sevdiğini biliyordu. Bu yüzden yoldan geçerken aldığınız mega boy çizburger ve içecekleri yızldızların altında bebekte yediniz. Saatlerce yemekler, klasik rock ve filmlerden konuştunuz. Bu Dean'in çok hoşuna gitmişti, sonuçta iki favori kızı onunlaydı.
Sam Winchester:
- Ne yapacağını bilemiyordu, randevuya gitmeyi teklif etse onu reddedip bir daha onunla konuşmayacağını düşünüyordu. Odasında bunları düşünürken birden odaya daldın ve saat sekizde hazır olmasını, onu randevuya çıkaracağını söyledin. Kızararak bunu onayladı, ona göz kırparak odadan çıktın. Güzel bir restoranda, Sam'in birkaç heyecan nöbeti dışında huzurlu bir akşam geçirdiniz.
Castiel:
- İnsani şeylere hala pek alışkın olmasa da seninle ilgili her şeyi biliyordu. Sevdiğinin bir filme bilet aldı, sonrasında eğlence parkına gidip bir şeyler yemeyi planladı. Sana gelip heyecanla onunla randevuya gelip gelmeyeceğini sordu. Onun bu nazik ve sevimli teklifini kabul ettin. Sinemaya gittiğinizde yanlış filmi aldığını farketti ve senden defalarca özür diledi. Ona önemli olmadığını, onun yanında olduğu sürece hep mutlu olacağını söyledin. Dediklerine sıcak bir gülümseme verip elini tuttu. Film çok sıkıcı olsa da günün geri kalanı oldukça eğlenceliydi.
Chuck Shurley:
- Seni nereye götüreceğini neleri seveceğini biliyordu, bu yüzden çok rahattı. Seni AC-DC konserine götürdü ve seninle konser boyunca dans etti.
Amara:
- Tüm cesaretini toplayıp ona birlikte sinemaya gitmek isteyip istemeyeceğini sordun. Bunu sevinçle kabul etti. Seninle romantik bir çift olma fikrini sevdi.
Charlie Bradbury:
- Comic-Con'a gitmeyi çok istiyordunuz ve Winchesterlar'ı bir avda ekerek bu isteğinizi gerçekleştirdiniz. Tam olarak bir randevu olmasa da ikinizinde ilk aşkı Scarlett Johanson'ın sizin çok yakıştığınız söyleyip sizinle fotoğraf çekip bununla ilgili bir paylaşım yapmasıyla ilişkiniz farklı bir boyuta geçti.
Gabriel:
- Seni peluş oyuncaklarla ve şekerle doldurduğu bir odaya götürdü. Peluş oyuncaklara sarılıp şeker yiyerek Gabe'in Sam ve Dean'i TV evrenine ışınlayınca olanları kahkahalarla izlediniz.
Lucifer:
- Sen gizlice Dean'in turtasını yerken birden arkanda belirip "Sen, ben, şampanya, randevu?" dedi. Sen ona cevap vermeden seni bir sahile ışınladı. Klasik bir randevu olsa da onunla vakit geçirmeyi seviyordun.
Michael:
- O biraz geri kafalı. Seni kaliteli bir restoranda yemeğe götürdü ve ruh eşlerinden bahsettiği uzun ve sıkıcı bir konuşma yaptı. Sen uyuklamaya hazırlanırken ruh eşi olduğunuzu ve seninle birlikte olmak istediğini söyledi. Onun dedikleriyle ayılıp gözlerini büyüterek ona baktın ve "Ne!" diyerek bağırdın.
Rowena:
- Onu şık bir restoranda yemeğe çıkardın. Yemek boyunca onu güldürdün, gülüşüne aşıktın.
Klaus Mikaelson:
- Seni kendi hazırladığı bir akşam yemeğine davet etti. Yemekleri size getiren garsonun Elijah olması ve size çeşitli imalarda bulunup Klaus tarafından kovalanması hariç oldukça romantik bir randevuydu.
Elijah Mikaelson:
- Onun mendiline ve ona vurulduğundan beri onu bir randevuya götürmeyi düşünüyordun ve bunu yaptın. Onunla gün bpyu dans edip içtiniz ve utanç verici anlarınızı birbirinize anlattınız.
Rebekah Mikaelson:
- Kitap okurken elindeki kitabı aldı ve seni sürükleyerek odasına götürdü. Ona ne yaptığını sorduğunda cevap vermedi. Odadan içeri girdiğinizde üzerinize gül yaprakları döküldü ve Rebekah'nın senin için söylediği şarkı çaldı. En sevdiğin atıştırmalıklar ve favori filmlerinle dolu bir gün geçirdiniz. Bu kız ne yapacağını iyi biliyordu.
Hayley Marshall:
- Çok yorucu ve yıpratıcı bir gün geçirmiştin,koltuğa yığılıp tavanı izliyordun. Elinde piknik sepetiyle yanına gelip burnunu öptü. Onunla piknik yapmanı istedi, ilk başta itiraz edecek olsan da onun sana sevgiyle bakan gözlerine dayanamadın. Göl kenarında romantik bir piknik yaptınız ve orada uyuyakaldınız. Sizi o halde Josh ve Aiden buldu ve büyük güçlüklerle sizi kaldırdılar.
Kol Mikaelson:
- Lunapark'a gittiniz. Hız trenine, korku tüneline, çarpışan arabalar ve birçok oyuncağa bindiniz, dönme dolap hariç. O gün Kol'un dönme dolaplardan korktuğunu öğrendin ve gün bitene kadar onunla dalga geçtin.
Freya Mikaelson:
- Sabahın erken saatlerinde elinde megafonla odana gelip seni şarkı söylerek kaldırdı. Ona sinirle yastık fırlattın ama ondan kurtuldu. Sana kahvaltı hazırladığını hemen hazırlanmanı söyleyip odadan çıktı. Sinirli uyanmana rağmen Mikaelson cadısıyla oldukça neşeli bir kahvaltı yaptınız ve bunu ilk randevunuz kabul ettiniz.
Hope Mikaelson:
- Klaus'tan zar zor izin alarak seninle dans partisine gitti. Senin bu teklifini geri çevirmemek için babasına yüzlerce söz vermişti. Partide birlikte dans edip çok içtiniz ve Lizzie ve Jossie'yi sinir ettiniz.
Yukarıdaki video yeni kitabım Querencia'nın tanıtım videosu vardır. Kitap The Originals ve Supernatural hayran kurgusudur.
Hepinize mutlu ve sütlaçlı günler diliyorum.
(:
