Sherlock Holmes

721 52 22
                                    

"Hadi Sherlock!" diye seslendin, üzerindeki paltoyu üzerine geçirirken kapıya açılan merdivenlere ilerledin. John, Mary, Molly ve Lestrade ile buluşacaksınız. Mary ve John sizi kibarca davet etmişlerdi ve John hayatını kurtardığı günden beri en azından bunu ona borçluydun.

Sherlock gözlerini kitabından kaldırıp sana baktı. "Umarım o paltoyu üzerinden hiç çıkarmazsın." dedi. Üzerinde sade kollu siyah bir elbise vardı, sonuçta şık bir restorana gidecektiniz.

"Yüzünü buruşturmayı kes." dedin merdivenlerden inerken. Homurdanarak sen kapıdan çıkarken sana yetişti.

---

Geceniz güzel geçmişti, Mary sana küçük Rosie'nin fotoğraflarını göstermişti. Lestrade size eğlenceli Scotland Yard hikayelerini anlatmış ve bunlara çok gülmüştün. Molly ise yeni aşkını destansı bir şekilde anlatmış ve onun bu tutkusunu kutlanmıştın. Her şey güzeldi, en azından Sherlock'un bir köşede sonurtarak oturduğunu fark edene kadar. John ile konuştuğunu sanıyordun. Diğerleri Molly'nin sevgilisinin işi hakkında tartışırken sevgilinin yanına gittin.

"Neden surat asıyorsun?" dedin. Seni duymamış gibi davrandı, iki saattir buradaydınız ve ona göre artık gitme zamanı gelmişti. "Hadi gidelim." dedin iç çekerek, arkadaşlarınla daha fazla kalmak isterdin.

Başka bir buluşma için söz verirken, onlarla sarılarak vedalaştın. Sherlock bir şey olmamış gibi davranıyordu, sessiz bir taksi yolculuğu geçirdiniz ve merdivenlerden tırmanırken de aynıydı basamakların gıcırtısı hariç ses yoktu.

Merdivenler çıktığınız an Sherlock koltuğa sırtını sana dönerek uzandı. Onun bu haline iç çekip odana gittin, birkaç gün önce odasından aşırdığın şort ve gömleği giydin. Kıyafetlerini giymeni seviyordu, bunu inkar etse de bu konuda hiçbir engellemede bulunmadı. Derin bir nefes alarak aynı şekilde yattığı koltuğa gittin.

"Tamam sorun ne?" dedin, cevapsız. "Sherlock William Scott Holmes." dedin bu sefer, sinirliydin. Onun bu çocukca hareketlerine alışıktın ama uzun süredir görmediğin arkadaşlarının yanından erken ayrıldığından dolayı ona sinirliydin ve o hiç yardımcı olmuyordu.

Uyarınla birden oturdu. "Kalabilirdik." dedi bir sorun olmamış gibi.

"Bundan memnun görünmüyordun." dedin, birkaç şey homurdandı ama anlayamadın. "Tekrar et!"

"Sadece onları gördüğünde ne kadar mutlu göründüğün hakkında yorum yapıyorum. Mary, John, Molly, Lestrade..." dedi Sherlock Lestrade'in adını tiz ve yüzünü buruşturarak söyledi.

Onun bu tepkisine sırıttın, duyguları zayıflık olarak gören adamda böyle bir etki yaratmak güzeldi. Öfken geçti ve yerini sadece eğlenme isteği aldı.

"Kıskandın mı? Hem de Lestrade'dan?" diye sordun şaşırmış gibi. Sözlerin bitince küçük bir kıkırdama saldın.

"Kıskanınca çok sevimli oluyorsun." dedin alayla. Elinle buklelerini karıştırdın. Hareketinle gözleri sana kaydı ve gözlerini kıstı.

"Ah, hayır kıskanıyorum canım. Kıskançlık hissetmek duyguları hissetmektir ve ikimizde biliyoruz ki bu tehlikeli oyunda yer almayacağım." dedi tatlı tatlı gülümseyerek.

"Ah Sherlock, ne yazık ki ben bir aptal değilim." dedin, sözlerinle anında gülümsemesi soldu.

"Ama peki eğer kıskanmıyorsan onları buraya davet edebilirim, Greg'in hikayesinin devamını merak ediyorum." dedin şeytani bir gülümsemeyle.

Telefonuna numarayı girerken bir el onu kaptı.

"Kaptım onu!"

Bölüm geciktiği için üzgünüm, sırada Charles Xavier bölümü var.

İstekleriniz varsa yazın lütfen.

Umarım bölümü sevmişsinizdir.

Mutlu günler!

(:

Multifandom Hayal EtWhere stories live. Discover now