🌹8.Bölüm❤

8.5K 280 25
                                    

Son lokmamı da hızla ağzıma attım.

"Ben çıktım." Annemin yanağına öpücük bırakıp ayakkabılarımı giymeye başladım.

Aşırı derece de heyecanlıydım.

"Ne güzel evde oturuyorduk. Şimdi hiç kimse kalmadı. Yalnız kaldım yine." Annemin yakınmasına gülüp evden çıktım.

"Günaydın."

"Günaydın."

"Gidelim mi?"

Başımla onayladım.

"Normalde kaçta gidiyorsun işe?"

"Bu saatlerde gidiyorum."

"Yeme beni. Kendi işinin patronusun zaten."

"Bundan yarım saat sonra gidiyorum normalde. Kendi işimin patronu olsam bile herkesin gittiği saatte giderim."

"Öyle olsun."

Okula geldiğimizde arabadan indim.

"Getirdiğin için teşekkür ederim. Görüşürüz. Hadi Allah'a emanet."

"Sende."

O gidince bende okula doğru yürüdüm. Bahçe bom boştu. Derse girmiş olmalılardı.

"Hey!" Sesin geldiği yere baktığımda yarı kel takım elbiseleri bir adam eliyle gel işareti yapıyordu. Yanına gittim.

"Hem geç geliyorsun. Hemde şu kılığa kıyafete bak. Bu saçlarını sıfıra vururum senin. Boyamış gelmiş. Şimdi benimle gel geç kağıdı al. Seni bir daha böyle görmeyeceğim."

Öğrenci sanmış olmalıydı.

Öğrencilere böyle mi davranıyorlardı?

"Ben-"

"Sen ne?" Deyip sözümü kesti.

"Takip et beni." Ders programını alacağım için peşinden gittim.

"Numaran kaç?" Masaya oturup eline kağıt aldı.

"Ben yeni tarih öğretmeni Birsen Kaya."

"Ney?" Şoke olmuş bakıyordu. Şaşkınlığı, öğrenci sanıp o kadar şey söylediği kadının öğrenci değil de öğretmen olmasıydı.

"Aman Birsen Hocam buyrun oturun. Kusura bakmayın. Sizin olduğunuzu bilmiyordum."

Önünde yazan isme baktım.

"Ders programını alsam da dersime girsem diyorum Orhan Bey."

"Tekrardan kusura bakmayın. Buyrun ders programı. İlk dersiniz 11-F de. Sizin sınıfınız. Biraz sorunlu bir sınıf ona göre dikkat edin."

"Beni yıldıramazlar merak etmeyin."

"İyi dersler hocam."

"Sağolun."

Sınıfı aramaya başladım. Koridoru kaplayan ses benim sınıfım olmasın lütfen. Çığlık sesi mi dersin tezahürat sesi mi dersin?

Baktığımda 11-F'ydi.

İçeriye girince karşılaştığım manzarayla gözlerim açıldı.

Erkekler ilk sıraya toplanmış akıllı tahtadan maç açmış izliyorlardı. Kimisi kutuya örümcek koymuş kızları korkutuyordu. Kimisi oje sürüyordu.

Beni fark etmemişlerdi.

Tahtadan izledikleri maçı kapattım.

"Abla nabıyon ya? Öğretmenler Odası alt katta. Veliysen git öğretmenlerle konuş. Ne işin var senin bizim maçımızla?"

Aşkın Rengi Kırmızı (Renkler Serisi)Where stories live. Discover now