🌹34.Bölüm ❤️

3.6K 172 4
                                    

"Ne düşünüyorsun?" Annemin sesiyle bakışlarım ona kaydı. Kahvaltıdan yeni kalkmıştık ve ben bu olanları düşünüyordum.

"Sence?" Dedim bakışlarım kucağımdaki ellerime kaydı. Ellerimle oynuyordum.

"Dağılan yuvanı düşünürsün tabi. Hiç mi oluru yok kızım?"

"Yok anne yok. Baksana o kadar şey oldu. Sadece ilk gün geldi beni geri götürmek için. Şimdi aradan bir ay geçti yok ortalıkta. Zaten annesi bir yandan kardeşi bir yandan fitliyordur onu. İmkansız."

"Çıkmadık candan umut kesilmez kızım. Şu sabiler için bir yol bulunur elbet."

Nasıl da özlemiştim halbuki. Hâlâ öfkeliydim söylediklerine yalan yok. Ama özlemiştim.

"Anne, çocuklar babalarını çok özledi. Söylesene gelip alsın biraz vakit geçirsinler." Çocuklar benden daha çok üzülüyorlardı babalarının yokluğuna. Haksız da değiller.

"Tamam kızım yazarım ben şimdi." Ofladım.

"Bende kalkıp hazırlanayım. Onur Hocayla buluşacaktım."

"Onur Hoca şu sizin okuldaki bedenci değil mi?"

"Evet. Biliyorsun spor salonuna gidecektim. Tanıdığı varmış ben ayarlarım dedi sağolsun. Aslında Mustafa da ben ayarlarım demişti ama şu olaylardan sonra iptal ettim onu. Böylesi daha iyi olacak."

"Tamam kızım. Telefonun açık olsun."

"Hazırlanayım hemen."

Sportif bir şeyler giyince evden çıkmıştım. Buluşacağımız spor salonunun önüne gelince Onur Hocayı gördüğüm gibi elini sıktım.

"Çok sağolun hocam ilgilendiğiniz için."

"Ne demek Birsen Hocam. E ama verdiğiniz sözü unutmayın lütfen. Karımla barışmam için hediye seçmeme yardım edeceksiniz."

"Tamamdır. Unutmam ben sözümü merak etmeyin."

Spor salonuna girdikten sonra kayıt işlemlerini yapmıştık. Şimdi ise Onur Hocanın eşine hediye seçmeye gidiyorduk.

Girdiğimiz kuyumcuda şık bir kolyeye bakıyorduk. Telefonum çalarken Mustafa yazısını gördüm. Bölmemek için açmadım. Israrla çalarken Onur Hoca açmamı bu durumun onu rahatsız etmeyeceğini söyledi. Bende mahcup olarak dışarıya çıktım ve telefonunu açtım.

Mustafa arıyor...

"-Ne?"

"-Senin o şerefsiz Onurla ne işin var?"

"-Ne?"

"-3 gün sonra boşanma duruşmamız var ve sen hemen Onurla konuşmaya mı başladın? Bravo gerçekten."

"-Sen şuan ne ima ediyorsun?"

"-Anlamaya çalışıyorum."

"-Aradan 8 yıl geçti aptal. Öyle bir adamın olduğunu bile unutmuşum. Onur Hocayla çıktık dışarıya. Onur Hoca bizim okuldaki beden öğretmeni. Onun bana benim ona yardımımız dokunuyor. Sen böyle yaptıkça işler iyice sarpa sarıyor haberin yok."

"-Çicek Onur diye biriyle buluşacak deyince ne yapacağımı bilemedim."

"-Ha seninde aklına hemen o şerefsiz geldi. Allah aşkına ben öyle bir insan mıyım? Sen daha bana güvenmiyorsun bile. Her neyse son üç gün kaldı. Bundan sonra ne ölüne ne dirime."

"-Özür dilerim."

"-Şunu yapma. Beni öfkelendirip beni kırıp özür dileme. Annenin ve ablanın fitine kanıp daha fazla zorlaştırma. Bende diyorum beyefendi konuşmak için arıyor. Hesap sormak varken ne konuşması. Biz kim düzgün konuşmak kim?"

Aşkın Rengi Kırmızı (Renkler Serisi)Where stories live. Discover now