🌹33.Bölüm ❤️

3.7K 180 10
                                    

Tüm cesaretimi toplamıştım. Bunu yapacaktım. Geçecektim hakimin karşısına. 'Ben boşanmak istiyorum' diyecektim. Üç gün sonra boşanma duruşmamız vardı.

Çok şaşkınsınız belkide bunu duyduğunuza.

Ne ara bu duruma geldik ben bile anlayamıyordum.

Tek bildiğim bu işin bir an önce bitmesi gerektiği.

Bir ay önce çok büyük kavga ettik. Mustafa paşamızın ailesi yüzünden. Ne kadar şaşırtıcı. Yine Mustafa Bey ve onun ailesinin bitmez bilmeyen huyları. Her geçen zaman biraz daha ileriye gidiyorlardı. Bunu nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama her seferinde biraz daha üstüme geliyorlardı.

Leyla Hazretleri bileziğini kaybetmiş. Onun odasına en son ben girmişim. Ben çalmışım. Tamam özellikle karşıma geçip sen aldın demedi ama ima etti. Böyle bir şeyi ima etti. İnanabiliyor musunuz? Bana bildiğimiz hırsız muamelesi yaptı.

Bende o an açılıp bir güzel tokat attım buna. Benden büyük olabilir ama kimse bana böyle bir imada bulunamaz. Sonrasında Mustafa Ablasına karşı çıktı tabi. Bir zahmet beyefendimiz o işe yarasın. Sonra ben buna dedim ki 'Bu bardağı taşıran son damla. Onun bir daha adını duymayacağım. Bizim eve giremez. Sizi görmeyi çok isterse siz gidersiniz yanlarına.' dedim. Beni onayladı. 'Onunla uzun bir süre bende konuşmayacağım. Kimse benim karıma böyle bir şey söyleyemez.' dedi

Aradan birkaç hafta geçti. Geldim baktım Mustafayla benim evimde karşılıklı kahve içiyor. İnanabiliyor musunuz? Höpürtede höpürtede kahve içiyorlar.

Ben görünce çıldırdım tabi. Leyla Hazretlerini hemen evden kovdum. Sonrasında başladı kavga.

Öfkeden kuduyordum. O kadın buraya gelmeyecek diyordum. Gelmiş kahve içiyor bildiğin.

"Bak gülüm. Ne kadar sinirlendin farkındayım ama-"

"Farkındasın ama o kadınla salonumuzda oturup karşılıklı kahve içiyorsun ve bunun beni ne kadar sinirlendirebileceğinin farkında değilsin. Öyle mi?"

"Yoldan geçiyormuş. Çocukları özledim. Görmek istiyorum dedi. Dayanamadım."

"Çocukları özlediyse doğru düzgün davransaydı o zaman. Birde yüzsüz yüzsüz oturmuş kahve içiyor."

"Ablam hakkında doğru konuş."

"Ha o senin ablan. Ben senin neyinim peki Mustafa ha? Ben senin neyinim? Söylesene sen. Ben senin için ne ifade ediyorum? Yalan yok en başından beri korudun beni ailene karşı. Ama bir kere. Sadece bir kere onları bana savunduğun gibi beni onlara karşı savunmadın. Senin için ölüp bitiyorum diyorsun ama beni onlara karşı ezdiriyorsun. Kimi zaman buna izin vermiyorum ama kimi zaman senin için sineye çekiyorum. Neden peki? Neden? Çünkü ben bu adamı deliler gibi seviyorum ve ailesiyle arasının bozulmasını istemiyorum. Çünkü bu adamın ailesiyle arası bozulursa bu adam üzülür. O üzülürse ben kahrolurum diyorum. Ama sen. Sen ailenin beni ne kadar kırdığını tükettiğini bile bile benim sana yaptığım fedakarlığın şu kadarını bana yapmıyorsun. Ben artık dayanamıyorum. Ben artık senin ailene katlanamıyorum."

Sonlara doğru boğazım ağrımıştı ve sesim kısık çıkmıştı.

"Özür dilerim. Ama biliyorsun ailemden vazgeçemem."

"Ben sana ailenden vazgeç. Senin tek ailen biz olalım dedim mi? Hayır. Seni buna zorladım mı? Hayır."

"Bu kadar ikilemde kalıp. Bu kadar üzüldüğünü bilmiyordum. Anlayamadım. Çok özür dilerim. Özür dilerim."

Aşkın Rengi Kırmızı (Renkler Serisi)Место, где живут истории. Откройте их для себя