🌹25.Bölüm❤

6.3K 218 5
                                    

Sabah kalktığım gibi kahvaltı koymuştum. Yine ayrı uyumuştuk ama olsun. Hiç değilse neden böyle olduğunu biliyordum. Belirsizlikten iyiydi bu. Hiç değilse aramızda gizli saklı bir şeyler yok.

Onu uyandırdığımda kahvaltıya gelmişti. Çayını doldururken bakışlarını asla yüzüme getirmemişti. Bana fazlasıyla kızgındı. Biliyordum. Haksız da değildi.

Kolunda gördüğüm morluk ile hızla sandalyeden kalktım. Onun oturduğunda sandalyenin yanına diz çökmüştüm.

O şaşkınlıkla bakarken hızla kolunu tuttum.

İç tarafını çevirip bakarken gördüğüm morluk çok büyüktü. Kocaman bir morluk vardı.

"Nasıl oldu bu?" Diye sormamla şaşkınlığını yenmiş olmalı ki bu sefer benimle göz teması kurmuştu.

"Bilmiyorum bir yere çarpmışım."

Parmağımı morluğun üstünde hareketlendirirken tepkisine bakıyordum.

"Acıyor mu?"

Başını iki tarafa sallayıp reddetti.

"Acımıyor."

"Gerçekten mi?"

"Evet."

"Yemin et."

"Allah çarpsın." Söylediği şeyle kıkırdarken o da gülmüştü. Sonra aklına dargın olduğu gelmiş olmalıydı ki gülüşünü sildi yüzünden.

Eğilip morluk olan bölgeyi öptüm.

"Hiç dikkat etmiyorsun ki."

Çalan zille kapıya ilerledim.

Yine anası ve Peri gelmişti. Cümbür cemaat değil bu sefer Periyle gelmiş.

"Hoşgeldin anne." Dememle yüzünü buruşturarak içeriye girdi. Aman ben sana bayılıyorum.

Kapıyı çekip geldiğimde anasıyla Mustafa sarılıyorlardı. Perinin ise elini sıkmıştı.

İki tabak daha getirmiş, Mustafanın yanında oturan anası ve çaprazında oturan Periye de çay doldurmuştum.

Yine boş sohbetler kaplarken ortalığı sıkılmaya başlamıştım.

"Hayatım çayımı doldurur musun?" Mustafanın sesiyle kafamı kaldırıp ona bakmıştım. Günler sonra ağzından güzel bir çift laf duymuştum. Anasının yanında diye söylemiş olsa bile söylenmişti. Yüzümdeki gülümseme ile çaydanlığı aldım.

"Doldururum hayatım." Bana eskisi gibi böyle güzel seslenirse anasını hiç salmam ki.

Çayını uzatırken sandalyeye geri oturmuştum.

"Sağol gülüm." Ama ben seni yerim.

"Ablamlar neden gelmedi? Görmüyorum birkaç gündür. Özledim hepsini. Hele Eylülü nasıl özledim anlatamam."

"Çocuk evin neşesidir. Özlenmez mi?" Dediğinde yüzümde büyükçe bir gülümseme olmuştu.

"Neden gülüyorsun?" Perinin sorusuyla anasının bakışı da beni bulmuştu. Mustafa çayını içerken tabağıyla ilgileniyordu.

"Biz de Mustafayla çocuk düşünüyoruz da ondan güldüm." Sırıtarak elimi Mustafanın elinin üstüne koydum. Duyduğu anda öksürmeye başlamıştı. Birkaç kez öksürüp kendine geldiğinde tuttuğum elinin diğeri ile elimi sıktı.

"Ya öyle mi?" Peri bozulurken, Mustafanın anası şaşkındı.

"Evet düşünüyoruz." Şaşkınlığını yendikten sonra yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirmişti.

Aşkın Rengi Kırmızı (Renkler Serisi)Where stories live. Discover now