4-Büyük Gün

10.6K 555 5
                                    

Uyandığımda sabah saatin altısıydı. Sanırım omuzlarım tutulmuş. Oda ne kadarda sıcaktı. Üstelik balkon kapısının açık olmasına rağmen. Balkon kapısının tülleri incecikti ve lila rengindeydi. Çok hafif hareket etselerde sanırım rüzgar yok denebilirdi. Çok sevgili ukala arkadaşım hala uyuyordu. Malum okulun ilk günü. Kendime bakmış bir biçimde gitmem lazım. Sıcak havadan üstüme yapışmış olan kıyafetleri çıkartıp kenara koydum. Elimi yüzümü yıkadım. Banyo ne kadarda küçüktü nefes almak bile mümkün değildi. Bir de burada duş almam gerekecek. Hiç hoşuma gitmesede mecburen banyonun kapısını aralık bırakarak duş almak zorunda kaldım. Duştan çıktığımda neyseki oda arkadaşım hala uyuyordu. Tam üzerimi giyineceken çok sevgili oda arkadaşım uyandı!.

-Günaydın Elenor

-Günaydın Ferge

-Saat kaç??? saat sabahın yedisi neden bu kadar erken uyandın ki???

-Alışkanlık işte neyse ben banyoda üzerimi giyinip geliyorum.

-Umrumda bile değil tatlım sanırım ben 1 sa daha uyuycam.

Banyoya geçip üzerimi giyindim. Okuldaki en umursamaz kişi sanırım oda arkadaşımdı. Ufak sırt çantama üzerinden çıkardıklarımı koydum ne kadar da az şey almıştım yanıma. Daha sonra dişlerimi fırçaladım. Bu biraz olsun beni rahatlatmıştı. İki kişinin zor sığdığı balkona çıktım hava saatin erken olmasına rağmen çok sıcaktı. Ortak yaşam alanına doğru baktım. Sanırım erken uyanan sadece ben değildim. Spor yapanlar, daha yeni gelenler hatta hatta eminim Michael da oradaydı. Sanırım ben de Michaelın yanına ineceğim. Odadan çıktım. Geniş merdivenlerden aşağı doğru bir kat indim. Ortak yaşam alanına indiğimde tam karşımda Michaelı gördüm. Yanına gitmek için bir adım attım ve karşıma dünkü kayıt yapan kızıl saçlı adı Nancy olan bayan çıktı.

-Merhaba tatlım. Dün için kusura bakma malum kayıt günü o yoğunluktan açıklama yapma fırsatı bulamadım. Kayıt işini ne yaptın?

-Kayıt işini hallettim artık sorun yok.

Ona hiçte içten olmayan bir gülücük attım. Oysa bana insanın içini ısıtan bi gülümsemeyle karşılık verdi.

-Sorun çözüldüğüne göre sana iyi günler. (Ve yine o için ısıtan gülücük.)

Neyse tam karşıma baktım fakat Michael orada yoktu. Arkama dönüp odaya geri dönecekken arkamı dönmemle Michael ın kaslı göğsüne çarpmam bir oldu.

-Aaaaa burnum....

-Afedersin sanırım sana zarar vermeden seninle konuşamıyorum :))))

Bu konuşmanın ardından o harika gülüşünü yaptı. İri ve bembeyaz dişleri vardı. Tanrım ne kadarda sevimliydi insanın içindeki siniri yok edip sevgiye dönüştürücek kadar :)

- Burnunda bi sorun yoksa elemelere gidelim istersen geç kalmak istemezsin :)

-Tamam.. (Ama burnum hala sızlıyodu.)

İkimiz birlikte okulun içine girdik. Daha sonra okulun zemin katında bi oda sandığım bi yere girdik burası devasa büyüklükte bir tarafı spor salonu olarak kullanılan ve diğer tahminimce kurt özelliği olan ya da alfaların çalışma alanıydı. Bu devasa alan gayet aydınlık serin fakat insanı üşütmeyen bir havaya sahipti. Sanırım kendimi geliştirmek için harika bi yer..

-Ne düşünüyorsun? :)

Tanrım şu gülümsemesi benimde yüzümde şapşal bi gülümsemeye sebep oluyor..

- Burası gerçekten harika. :)

İlk AlfaWhere stories live. Discover now