10-Cadı gücü aşkına

8.4K 422 9
                                    

Güneşli bir güne günaydın :) Şansıma hava harika. Kalktım elimi yüzümü yıkadım. Telefonumu kontrol ettim 2 mesaj vardı. Birincisi Clara dan "15 dakka sonra kahvaltı için yemekhanede buluşalım" diyordu. İkincisi ise Michael dan "günaydın sevgilim :) " Önce Michael a günaydın mesajı attım. Daha sonra Clara ya mesaj attım. "Birazdan yemekhanede görüşürüz." Şimdiyse kız kıza gezmek için hazırlanıyordum. Her zamanki gibi saçlarımı hafif dalgalandırdım. Ve üzerine ince çiçekler bulunan bir taç taktım. Her zamanki varla yok arası bi makyaj yaptım. Daha sonra bugüne özel elbise giymeye karar verdim. Koyu lacivert üzerinde minik çiçek detayları bulunan kalın askılı belinden oturtmalı dizüstü şık bir elbise giydim. Ayağıma ise kar gibi beyaz şık bir spor ayakkabı giydim. Sanırım kahvaltıya inmeye ve gezmeye hazırdım. Tam odadan çıkıyorum ki çantamı almadığım aklıma geldi. Hemen sırt çantamın içinden ufak beyaz çantamı çıkartıp koluma taktım ve yemekhaneye inmek için odadan dışarı çıktım. Hafta sonu olduğu için merdivenler bile kalabalıktı herkes bir yerlere gitmeye çalışıyordu. Yemekhaneye indim gözgözü görmüyordu. Telefonumun çaldığını duydum. Hemen çantamdan çıkarıp kim arıyor diye baktım. Arayan Clara;

- Elenor beni duyabiliyor musun?

-Clara seni duyamıyorum????

-Neyse.... Dıt dıt...

Yemekhane sırasına girip kahvaltı aldım. Tam sıradan çıkarken Clara geldi ve beni cadı arkadaşları ile birlikte oturduğum masaya davet etti. Masadaki cadılar bana uzaylı görmüş gibi bakıyorlardı. Daha sonra benim çekindiğimi gördüklerinde hepsi bişeylerle oyalandılar. Kimisi telefonla oynadı kimisi yanındaki arkadaşıyla konuşuyormuş gibi yaptı kimisi ise etrafa bakındı. Clara;

- Hadi ama kızlar ayıp oluyor ama bir merhaba demeyecek misiniz.

Hepsi şaşkın şaşkın merhaba dediler. İçlerinden biri sanki bana soru sormak istiyor gibiydi. Clara bunu fark etmiş olmalı ki;

- Sorularını yemekten sonraya sakla Nicki.

Masadaki herkes ve ben de dahil olmak üzere gülümsedik. Kahvaltım bitmek üzereyken Michael ve Tyler yemekhaneye indiler. Anında beni farkeden Michael bana uzaktan gülümsedi. Kahvaltım bittikten sonra Clara masadakilerin beni soru yağmuruna tutmasına karşı hemen ayağa kalkarak;

-Hadi gidelim.

Bende;

-Tamam o zaman eğer müsaden olursa Michael ve Tyler selam verip geleceğim.

-Beni arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın?

-Sen istiyorsan neden olmasın.

Birlikte Michael ve Tyler'ın yanına gittik. İkiside Clara ile yanlarına gitmeme şaşırmışlardı.

- Günaydın Michael ve sanada günaydın Tyler. Bu arkadaşım Clara.

Ardından klasik tanışma merasimi oldu. Ama Tyler bakışlarıyla resmen Clara yı yedi. Kendimi gülmemek için zor tuttum. Michael da öyle. Daha sonra biz okuldan ayrıldık ve merkeze gitmek için okulun özel servisine bindik. Yaklaşık olarak 1:30 saatte merkeze vardık. Etraf karnaval alanı gibiydi. Biz de Clara ile birlikte kalabalığa karıştık. Mağazalarda ki indirimleri fark ettiğimizde ise deli gibi alışveriş yapmaya başladık. İkimizin de kolları rengarenk torbalarla doluydu. Clara ya Michael ile olanları anlattım. Daha sonra oda bana kendi bölümündeki cadılarla arasında pek de iyi olmadığını ve benimle arkadaşlarından çok memnun olduğunu dile getirdi. İkimizde deli gibi sokaklarda gezerken hemen caddenin sonundan sağa döndüğümüzde karşımıza çıkan kişiyi görünce şok oldum. Karşımda tarih dersinde bana kağıt atan çocuk ve yanında iki arkadaşı duruyordu. Clara ne olduğunu anlayamadı.

-Bunlarda kim Elenor?

- Hani sana bahsettiğim derste kağıt atan özgüveni tavan yapan bir çocuk vardı ya işte o.

Çocuk sinirlenmişti ve bizi köşeye sıkıştırmıştı. Ergen ergen laflar edip erkeklik taslıyordu. Clara tam o sırada hamle yapmaya kalkmıştı ki. Köşeyi Michael ve Tyler döndü. Tyler ;

- Bak bak kimleri görüyorum burada birilerinin canı kavga istiyor sanırım.

Elenor:

- Burada ne işiniz var sizin?

Michael:

- Güvende olduğunuzdan emin olmak istedik ikimizde.

Clara:

- Daha fazla günümüzün rezil edilmesine dayanamayacağım.

Ve o anda ufak bir el hareketi ve birkaç sihirli sözcükle karşımızdaki kurt özellikleri anında yere serdi. Sonrada hiçbir şey olmamış gibi bana döndü ve

- Hadi ama Elenor daha kendime çanta bakacağım.

Yüksek sesle kahkaha attım bu tepkisine ve oda bana eşlik etti. Michael ve Tyler ne olduklarını anlamadan şaşkın şaşkın bakıyorlardı onlara da güldük. Sonra dördümüz birlikte bir kafede sıcak bir şeyler içmeye karar verdik. Tyler sürekli olarak Clara ya şakalar yapıyordu. Clara ise bu durumu umursamıyordu. En sonunda hep birlikte servise binerek okula geri döndük. Tyler ise ne yapıp ne edip Claranın numarasını almayı başardı. Clara ise bu durum hiç umursamıyordu. Aralarındaki uyum neredeyse mükemmeldi. :D :D
Okula geldiğimizde Clara odasına gitti. Tyler bizi yalnız bırakmak için arkadaşlarını görmüş numarası yaparak uzaklaştı. Michael ise odama kadar eşlik etti. Daha sonra kapının önünde bana bunu senin için aldım diyerek ufak bir hediye paketi verdi. Gri hediye paketinin içinde ne olduğunu gerçekten çok merak etmiştim. Yavaş yavaş açtım hafif bir şeydi. İçinden bir kutu çıktı. Kutuyu açtığımda ise ince bir zinciri olan beyaz altından ucunda ejderha ejderhanın elindeyse küçük kırmızı bir taş olan harika bir kolye almıştı. Ne diyeceğimi bilemedim birden mahcup olmuştum benim ona verebilecek ufakta olsa bir hediyem yoktu.

-Çok teşekkür ederim Michael hiç gereği yoktu gerçekten sana karşı mahcup oldum.

-Teşekkür etmene gerek yok sadece bunu boynundan çıkarmamanı istiyorum. Dilersen takabilirim.

Hediye kutusunun içinden kolyeyi çıkardım. Arkamı dönüp saçlarım önüme aldım. Elleri boynuma dediğinde vücudunun ne kadar sıcak olduğunu bütün hücrelerimde hissettim. Kolyeyi takarken bana;

- Bugün arkadaşın yanında olduğu için söylemeye biraz çekindim ama harika gözüküyorsun elbise sana çok yakışmış. ( o harika gülümsemesini yapıp beni kandırıyormuş gibi geliyor ama o gülüşünü yaptı :) :) )

- Gerçekten çok teşekkür ederim bugün beni düşündüğün için de ayrıca teşekkür ederim iyi geceler. :)

- İyi geceler :))

Ve oldu farkında olmasa da gözleri çoktan kızarmıştı.:) Bu durumun farkında olsa eminim daha çok utanırdı. Duygularını gizlemek de hâlâ acemiydi. Odaya girdiğimde ise kollarıma ağrıtan torbaları köşeye bıraktım. Bugün neler aldım ve içlerine tek tek kurcaladım. Yorgunluktan bayılmadan önce de kendimi yatağa attım.

Yorumlarınızı ve önerilerinizi bekliyorum :)

İlk AlfaWhere stories live. Discover now