Final 3/3

5.6K 346 15
                                    

Elenor un gözünden

Gölün kıyısına geldiğimde duygu karmaşası içindeydim. Heyecan, korku, stres, azim hangisi ağır basıyordu bilmiyordum. Ama bugün bu işi burda bitireceğime söz vermiştim. Clara küçük çukurda beni izliyordu. Arkam dönük olmasına rağmen kanlı aydan dolayı onu çok rahat biçimde hissedebiliyordum ya da safkan güçlerim yeterinde yükselmişti. Karşımda ağaçların arasından bir karaltı belirmeye başladı. O anda kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Vücudumun ateş gibi ısındığını hissedebiliyordum. Karaltı yaklaştı yaklaştı... Görebileceğim mesafeye gelince karşımdaki kişinin kurt özellikli baş belası olduğunu görünce şok oldum. Benim şaşkınlığımı farketmişti. Odaklanmaya çalışırken kafamın içinden bir ses bana seslendi.

" Korkmana gerek yok sadece seni öldürücem. "

Kurt özellikli kafamın içindeydi sanki telepati yoluyla benimle konuşuyordu. Ona karşılık vermek istedim ama nasıl yapıcağımı bilmiyordum. Sinirlenmeye başladım ellerimi yumruk olarak sıkarak odak noktası yapmaya karar verdim etrafımı kırmızı bir sis bulutu sarmaya başladı. Kurt özellikli pisliğinde etrafında da hafif sis bulutu oluştu. Derin bir nefes aldım ve onunla telepati yoluyla konuşmayı denedim.

" Beni öldürmek istemenin amacı ne!"

Şaşkındı siyah iri gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Ne dediğimi duymuştu. Clara nın bebeğe güç kalkanı oluşturduğunu hissedebiliyordum. Ama zayıf bi kalkandı bu sanırım kendini gizlemek için fazla güç sarfediyordu. Bu olaydan sağ kurtulabilirsem bebeğimide kurtarabilirdim. Sonra karşımdaki pisliğin söyledikleri kafamda duyulmaya başladı.

" Amacım ne anneni öldürmekti ne de seni ama tüm evrene hükmetmek istiyorsam sizin ırkınız ortadan kalkmalı beni tek engelliyebilecek ırk sensin artık sonun geldi! "

O anda çok hızlı bir hareketle kurta dönüştü ve gölün üzerinden bana doğru atladı bende tüm gücümle alfaya dönüştüm ona doğru atladım. Bana dokunmasıyla gölün üzerinde askıda kalması bir oldu. Omuzlarımda pençeleri ve beni ısırmaya çalışan uyuz bir kurt vardı. Vücudum daha da ısınmaya başladı ve bi şok dalgası gibi ikimizde gölün kıyısına atıldık. Yine tam karşımdaydı ve gerçekten sinirlenmiştim. Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim ama sinirimi kontrol altında tutamıyordum artık karşımdaki kurta baktığımda gözleri korkmuşa benziyordu. Micheal ın sesini duydum fakat asla ona bakmadım dikkatimi dağıtmasına izin veremezdim. Bu iş burda hemen bitmeliydi. Soluk alış verişim hızlandı  vücudum ateş topuna döndü ve derin bir nefes alıp gözlerimi kanlı aya çevirdim. İşte o anda içimdeki ejder havaya yükselmeye başladı. Kalbimden ağzıma doğru yükselen büyülü ateş dışarı çıktı. Kendimi biraz hafiflemiş hissetmeye başladım ve güçlü hemde ciddi anlamda güçlü... Ve kırmızı ejderha dışarı çıktığında ellerimle kurdu gösterip safkan bile sayılmayan kurda işaret edip - öldür onu - dedim. Sonra var gücümü bir çığlık olarak dışarı attım. Ejderhanın görkemli devasa iki kanadını çırpması ve gölün karşısına geçin o pisliği tek bir nefesiyle öldürmesi saniyeler sürdü. O anda gözlerimde bi yanma hissettim ve sanırım bayılmışım...

Gözlerimi açtığımda Micheal bana sarılmış hıçkırarak bağıra bağıra ağlıyordu. Onun o halini görünce ona seslendim.

- Micheal ben iyiyim..

Hala yarı baygındım ve o beni duymuyordu. Daha doğrusu ben sesimi çıkaramıyorumdum. Son gücümle elimle yüzüne dokundum. O an benim yaşadığımı fark etti. Beni kucakladığı gibi okulun revirine götürdü. Yolda kucağındayken bana;

- İyileşiceksin herşey iyi olucak bi daha seni bi dakika  bile gözümün önünden ayırmıycam.

Gerisini hatırlayamıyorum sanırım yine bayılmıştım. Tekrar gözlerimi açtığım baş ucumda Micheal ve ailesi vardı yan yatakta Clara ve başımda Tyler vardı. Gözlerimi araladığımı gören Micheal;

- Günaydın güzellik :) kendini çok yorma sakın.

Konuşmak istedim fakat hiç gücüm yoktu. Micheal bunu hissetmiş olmalı ki elimi tuttu ve konuşmaya devam etti.

- Hepsi geçti artık birlikte olmamız için hiç bir engel kalmadı.

Daha sonra Clara nın yan yataktan sesi yükseldi. Yarı oturur biçimde bana sesleniyordu.

- Elenor biz kazandık. O pislik kaybetti. Artık bizi hiç bişey engel olamaz.

Yüzümde hafif bi gülümseme oluştu. :) Gerçekten kazanmıştım başarmıştım. Bayan Sandy konuşmaya başladı ve beni gerçekten şaşırttı.

- Sevgili kızım Elenor artık sen bizimde kızımız sayılırsın. Bundan sonra senin oğlumun ve en önemlisi torunumun mutlu olması için eşim ve ben elimizden geleni yapıcaz. Siz sadece birbirinizi üzmeyin yeter.

Micheal ın gülüşünü annesinden aldığı belliydi. Dudaklarımı araladım cennette gibiydim konuşmak istedim ama konuşamıyordum çok halsiz ve yorgundum. Bizi Micheal la yalnız bırakmak için bayan Sandy ve eşi oda dan çıktılar. Konuşmak için kendimi zorladım ve en merak ettiğim şeyi çok az kısık çıkan sesimle sordum.

- Bebeğimiz?

Micheal ellerimi tuttu ve karnımın üzerine koydu. İşte ordaydı onu hissetmeye başladım. Herşey güzel olucaktı. Buna inanıyorumdum. Masallardaki gibi bir hayat olmasada en büyük düşman şuan için yoktu. Elbette benim ve bebeğimin güçleri yüzünden düşmanlarımız olucaktı. Ama en azından şuanın tadını çıkarıcaktım. Mezun olunca okulda öğretmenlik yapıcaktım. Michealla evlenip bizde mutlu bir yuva kurucaktık. Ejderha gücünü hala kalbimde hissediyordum. Sadece kendi kalbimde de değil oğlumun kalbinde de bu güç vardı.

~ SON ~

İlk AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin