17-Sona az kala

5.6K 326 7
                                    

Görebildiğim tek şey karanlıktı. Daha sonra karanlığın içinden onu gördüm. Kırmızı gözleriyle bana doğru koşuyordu. Elimden geleni yapmaya başladım alfaya dönüşmeye başladım. Ama bir türlü dönüşemiyordum. Birden karanlığın içinden Michael belirdi. Benim ona baktığımı görünce ona doğru koşmaya başladı onu öldürmesine izin veremezdim. Michael ın olduğu yöne doğru ben de koşmaya başladım. Ama zaten Michael çoktan alfaya dönüşmüştü. Yerde kanlar görmeye başladım her yerde arkamı döndüğümde Clara kanlar içinde yerde yatıyordu. Clara nın yanına gittim bana bir şeyler fısıldıyordu.

" İhtiyacın olan güç içinde..."

Gözlerini bana dikmiş Michael beni uyandırmaya çalışırken uyandım. Terler içinde kalmıştım gerçekten kabus görüyordum. Michael korkulu gözlerle bana bakıyordu.

- Tanrı aşkına Elenor tam 15 dakkadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Hatta bir ara neredeyse alfaya dönüşecektin. Beni korkuttun iyi misin?

- Şey... ben iyiyim sadece bir kabustu...

Bu sadece bir kabus değildi. Bana geleceğim hakkında haber veriyordu biliyordum bunu. Daha sonra Michael a bakıp;

- Seninle birlikte yatsam olur mu? gerçekten iyi bir uykuya ihtiyacım var...

Michael sakinleşmişti. Derin bir nefes aldı ve

- Tabii ki neden olmasın. :)

Ay ışığının odayı zor aydınlattığı bu vakitte hafif vuran ışıklarla Michael ın o harika gülüşünü yaptığını görebiliyordum. Yataktan kalkmama yardımcı oldu. Daha sonra ben banyoya geçip üzerime yeni giysiler geçirdim. Elimi yüzümü yıkadım biraz ayılmaya çalıştım. Bu katil resmen benim kabusum olmuştu. Acaba rüyalar benim yaşayacaklarımla alakalı mıydı. Daha fazla Michael ı bekletmek istemedim.

Odaya geri döndüğümde yatağa uzanmış benim gelişimi izliyordu. Yüzündeki o şapşal ifade çok komikti. Yavaş adımlarla yatağa yanına doğru gittim. Yavaşça yanına doğru girdim. Gözlerimi kapadım ve uyumaya başladım. Michaela ilk defa bu kadar yaklaşmıştım. Onun bu kadar yakınında olmak bana güven veriyordu. Daha sonra farketmeden uykuya dalmışım. Gözlerimi açtığımda ne kadar uyuduğumu bilmiyordum. Sanırım sabaha karşı beş civarıydı. Biraz daha ayılmaya başladığımda uyanmamın sebebini anladım. Michael neredeyse alfaya dönüşecekti. Vücudu ateş saçıyordu. Ona döndüğümde gözleri kan kırmızı rengindeydi. Benim uyandığımda görmemle biraz da utanmıştı. Dönüşümüne az kalmış olan Michael bana bakıyordu. Michael yanağına elimi koyduğunda daha fazla kendimizi tutamayıp öpüşmeye başladık. Bir süre sonra Michael başını kaldırdı ve yüzüme bakarak

- Sen istemeden asla sana dokunmam.

- İstiyorum...

XXX

Sabah çok erken kalkmıştım. Michael bıraktığımda hala uyuyordu. Göl kenarında devriye atıyordum. Etraf çok sakindi. Kuş sesleri insana huzur veriyordu. Yada bu kadar kötü olaylara rağmen dün gece yaşadıklarım bana her şeyi güzel görmemi sağlıyordu. Yaptığımın yanlış olduğunu biliyordum. Fakat daha ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. İçimde kelebekler uçuşuyordu. Zaten küçüklüğümden beri kelebekleri sevmişimdir. Daha sonra biri elimi tuttu. Elimi tutan kişi Michael dı. Onu uzun zamandır bu kadar mutlu görmemiştim. Birlikte göl kenarındaki banka oturduk. Bana uyumadan önce söylediği şeyleri tekrarlıyordu.

- Birbirimizi asla bırakmayalım. Bu saatten sonra zaten ben seni asla bırakmam. Evlencez bunu biliyorsun değil mi? Seni çok seviyorum..

- Bende seni çok seviyorum Michael :)

Yanına küçük bir öpücük kondurdum. Daha sonra gölü izlemeye başladık. Derken telefonum çaldı arayan müdürdü.

" Elenor en kısa sürede odama gel lütfen konuşmamız gereken önemli şeyler var."

Michael a müdürün çağırdığını söyleyip onu orada yalnız bırakmak zorunda kaldım. Müdürün odasına gittiğimde içeride Clara ve müdür beni bekliyordu. Clara görünce ne diyeceğimi şaşırdım. Biraz stres oldum bana nasıl tepki verirdi bilmiyordum. Müdür söze başladı.

- Arkadaşın Clara ile sen gelmeden önce biraz konuştuk. Sana seve seve yardım edeceğini söyledi. Fakat sizin kendi aranızda gereken bazı konuşmalar varmış. Konuşabilecek en güvenli yer burası olduğundan müsaadenizle istiyorum.

Müdür Clara ile beni odada yalnız bırakarak gitti. Birden ne yapacağımı şaşırdım. Ne konuşacaktık ona ne diyecektim hiçbirşey bilmiyordum. Benim tedirginimliğimi sezen Clara konuşmaya başladı.

- Bak Elenor ilk alfanın bu okuldan biri olduğunu hissediyordum. Fakat kim olduğuna emin olamıyordum. Okuldaki bütün cadılar zaten okulda ilk alfanın olduğunun farkındalar.

- Ama nasıl???

- Senin gücün bizimkinden farklı ve sendeki bu güç bize de güç katmakda geldiğimiz den beri hepimizin güçleri daha kuvvetlendi. Cinayetler başladığında ise bu kesinleşti. Ama dünyanın en güçlü varlığını yani ilk alfanın benim en yakın arkadaşım olabileceğini hiç düşünmemiştim. Hala inanamıyorum en yakın arkadaşım ilk alfa ve benden yardım istiyor bu benim için onur verici bir durum.

Gözlerinin içi gülüyordu aynı anda birbirimize bakıyorduk. Daha sonra ikimizde birbirimizin yanına gittik ve sarılmaya başladık. Gerçekten yakın bir arkadaşa ihtiyacım vardı. Sanırım en doğru arkadaş seçimini yapmıştım. Birlikte konuşmaya başladık benim güçlerim onun güçleri yapabileceğimiz şeyler hakkında... İlk olarak yer bulma büyüsü yapacaktık. Ama katil bunu düşünmüş ve gizlenme büyüsü yapmıştı. Tıpkı beklediğimiz gibi... Daha sonra savunma büyüsü yapmaya karar verdik. Ama Clara ne kadar iyi bir cadı olsada gücü bu büyü için yetersizdi. O yüzden bizde daha etkili bir fikir bulduk. O bana büyü öğretecek bende savunma büyüsünü yaparak okulda tehlike anında hissedecek ve okula girmeye çalışan biri olduğunda anında hissedecektim. Bana öğrettiklerini yavaş yavaş yaparak savunma büyüsünü yaptık. Biraz farklı hissediyorum sanki üzerimde bir koruma kalkanı vardı. Bu çalışmalarımız müdürün odaya girmesiyle son buldu. Müdür konuşmaya başladı.

- Bu kadar çalışma yeter kızlar şimdi derslere geç kalmadan önce gidin.

Haklıydı derse yetişmek için ikimizde koşarak sınıflarımıza gittik. Dersimiz dövüş sanatlarıydı. Hocamız Alberto derse geç kaldığım için bana kızdı. Eleme zamanında olduğu gibi her birimizi ikişerli gruplar yaptı. Bu sefer ben Tyler ile grup olmuştum hocamız Alberto öyle istemişti. Michael ise sınıftan başka biriyle grup olmuştu. Hoca direk salonun köşesine geçerek;

- Ders bitimine kadar hepinizin dönüşmesini istiyorum. Grup arkadaşınızla da dövüşmenizi istiyorum. Yapacak olduğunuz bu dövüşlerden puan alacaksınız.

Puan almak hoşuma gidecekti. Ama ben puan alırken Tyler düşük not alsın istemiyordum. Yavaş yavaş dövüşmeye başladık. Tyler ın sol kroşeleri sağlamdı. Bacakları zayıf noktasıydı. Henüz kimse dönüşmemişti herkes dersin sonuna doğru dönüşmeyi düşünüyordu. Ben de Tyler ı idare etmeyi düşündüm böylece ikimizde iyi not alıcaktık. Dersin yarıladığımızda Bay Alberto grupları yeniden oluşturacağını söyledi ve hepimizi durdurdu. Herkes eleme günündeki gruplarını oluştursun demesiyle birlikte Michael ve benim suratlarımız asıldı. Michaelı yendim bunu hoşgörüyle karşılayacağını biliyordum zaten iyi dövüştü her ikimizde en yüksek notu aldık. Hoca zilin çalmasıyla birlikte ders bitiriş konuşmasını yaptı.

- Eminim ki bir dahaki dersimiz de bu yapılan dövüşlerin sonuçları değişicek. Şanslıyız ki bir dahaki dersimiz kanlı ay tutulmasına denk geliyor. Ders bitmiştir.

Kanlı Ay tutulması mı o nasıl sonuçları değiştirebilir ki???

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyorum. :) Sizin fikirleriniz bana ilham veriyor. Bu aralar bölümlerin biraz durgun olduğunun farkındayım. Ama büyük final için bazı şeyleri tam olarak oturtarak gitmek istiyorum. İlginiz için teşekkürler... :)

İlk AlfaWhere stories live. Discover now