33. Bölüm 《☆☆☆》 Bazen Pes Etmek Gerekir

2.2K 106 27
                                    

Oturduğum hastane koltuğu sanki altımda dikenli bir kaktüs misali bedenime batıyordu. Hiç bir yere sığamıyordum. Olanları düşünüp karımın en son görüntüsü beynime üşüştükçe sanki bütün hastane başıma yıkılıyormuş gibi hissediyordum. Son yarım saattir baktığım tek nokta Zeliş'in girdiği lanet olası müdahale odasının kapısından başka bir nokta değildi. Olanları tekrar tekrar hafızamda canlandırdığım anda kan beynime sıçrayarak beni içimde tarifi imkansız bir girdaba sürüklüyordu. Son zamanlarda mahalledeki gerginlik elle tutulacak kadar somuttu ama bunun en sevdiğim insanları vuracağını aklıma getirmek istememiştim. Şimdi ise yaptığım hatanın sonucunu ben değil iki sevdiğim insan ödüyordu. Bütün bunları bizim mahalleye taşınmamız başlatmıştı. Buraya hiç gelmemeliydim. Sevdiğim insanların hayatına hiç girmemeliydim. Belki de şuan karım ile farklı hayatlar yaşıyor olurduk. O bütün bu saçmalıkları yaşamak yerine sadece sınavlara hazırlanma telaşı yaşardı. Belki karşısına benden çok daha iyi bir adam çıkardı.

Bu düşünce midemde bir şeylerin çalkalanmasına sebep oldu. Zeliş'i başka bir adamla düşünmek bile etimi koparıyorlarmış gibi hissetmeme sebep oluyordu. Başımı tüm deli düşüncelerimi yok etmek isteği ile iki yanıma doğru salladım. Burada oturup melankoli yapmanın zamanı değildi. Güçlü olmak zorundaydım. Hem karım hem de en yakın dostum için.

Zeliş ufak tefek yaralar ile Önder'in durumuna göre daha hafif anlatmıştı bu saldırıyı ama Önder'in durumu hafife alınmayacak kadar ağırdı. Başından aldığı darbe hepimizin sessizce bir köşede onun adına dua ederek beklememize sebep oluyordu. Neredeyse mahalledeki herkes gelmişti ama koridorda durup hastaları rahatsız etmemek için aşağıdaki hastanenin cafesinde gergin bir bekleyiş baş göstermişti. İçime sayısını bile hatırlamadığım derin bir nefes daha çektim ama bunun rahatlamak ile ilgisi bile yoktu. Sadece nefes almak ihtiyacı içindi içime giren her soluk.

Zeliş'in ailesi sessizce bir köşede durmuş benim gibi onun girdiği kapıya dikmişti bakışlarını. Onların benden çok daha kötü olduklarını biliyordum. Ne de olsa canlarından bir parçaydı. Önder bir üst katta, yoğun bakım ünitesinde yattığı için onun ailesinin durumunu sadece tahmin edebiliyordum. Nereye gideceğimi şaşırmış durumdaydım. Aklım binlerce düşünce ile yerinde değildi. Yukarı çıksam karımı burada bırakmak içime sinmiyordu, burada kaldıkça da kardeşim dediğim adamı umursamıyormuş gibi hissediyordum ve bu beni inanılmaz bir şekilde rahatsız ediyordu. Neyse ki Önder'in ailesi o acılarının arasında bile durumumu fark edip beni zorla yeniden aşağı kata yollamışlardı.

Koridorun başında tanıdığım iki simayı görünce kaşlarımı çattım. Mahalleden Çetin Abi ile bir süredir mahallede sık sık gördüğüm Ateş bana doğru geliyordu. Zeliş'i onların bulduğunu biliyordum ama ne olduğu ile ilgili soru sormaya fırsatım olmamıştı. O anda öyle pişman oldum ki onu tek başına sokak ortasında bıraktığım için. Arkadaşı ile rahat sohbet etsin diye düşünürken karımın evimizin arkasındaki kanlar içindeki görüntüsü, yeniden dişlerimi sıkmama sebep oldu. Bütün bu olayların artık boyumuzu aştığı aşikardı. Babama öfke ile doldu içim. Bana bunları yaşatan o aşağılık adamlarla ortak olması içimde kabaran öfkeyi katlıyordu. Her ne kadar bu işlerle ilgisi olmadığını söylese de artık içimdeki o ufacık umut tanesi de yok olmuştu. Ateş bizden daha fazla bilgi sahibiydi karşımızdaki adamlar ile alakalı. Birkaç kez konuşma fırsatımız olmuştu ve normalde sözlerinde abartıya kaçmayan adamın, onları anlatırken durumu hafife indirgediğini artık daha iyi biliyordum.

"Durumu nasıl?" Çetin Abi'nin bu sözleri ile başımı olumsuzca salladım. Hiç bir bilgimin olmaması beni deli ediyordu.

Bakışlarım sessizce onun yanında duran genç adamı bulduğunda hafifçe gözlerimi kısıp baştan aşağı süzdüm karşımdaki adamı. Benden birkaç santim daha uzun ve oldukça yapılı bir bedeni vardı. Sert çehresi onun bu heybetli görüntüsünü daha da ulaşılamaz bir hale getiriyordu. Kahverengi gözleri ise bana en ufak bir ipucu dahi vermiyordu. Ne hissettiği ya da ne düşündüğü hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama nedensizce içimde ufak da olsa ona karşı da bir güvensizlik vardı. Sonuçta kısa bir süredir tanıyordum ve tam olarak kim olduğunu bilmiyordum. Sadece Çetin Abi'nin patronu olduğu için onun kötü bir adamla yanyana olmayacağını bilmenin verdiği bir güven vardı. Kimseye tam olarak güvenmeyecek kadar çok şey yaşamıştım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 30, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kapı Komşum Where stories live. Discover now