10. Bölüm 《☆☆☆》 Arkadaş

16.7K 821 208
                                    

Yüzüm tamamen sımsıcak bedeni ile beni sarmalayan adamın göğsünde öylece dururken , etrafımdaki kimseyi görmemek için resmen kendimi Tekin'in bedenine hapsetmiştim. Elimden gelse onun o ateş saçan sıcaklığında eriyip gitmek istiyordum. Çünkü birazdan herkesin bana ayıplarcasına bakacağına , en önemlisi de Demet Ablanın hakkımda ne kadar kötü şeyler düşüneceğini bilmemdi. Kadın kim bilir beni nasıl görüyordu gözünde?

Sokak ortasında öpüşen basit bir kız gibi.

Allah'ım yer yarılıp beni içine çekse seve seve bunu yapardım. Nasıl da kapılmıştım o serserinin etkisine? Nasıl da kendimden geçmeme sebep olmuştu böyle? Daha fazla öyle kalamayacağımı bildiğim için bedenimdeki titremeyi yok sayarak başımı kaldırdığımda , hemen yakınımda duran ve bana tarif edemediğim bir şekilde bakan adamın o vahşi grileri girdi görüş alanıma. En ufacık bir duygu değişimi yaşamadan grinin en koyusuna çalan gözleri ile pür dikkat bana bakarken , utançla kaçırdım gözlerimi ondan. Başımı biraz çevirdiğimde az uzağımızda hayretle bize bakan Önder ve Nesrin'den sonra diğer tarafta yerinde sevinçle sıçrayan ve annesi ile babasına olanları anlatan Burcu'yu izlerken bile yanaklarım alev alevdi.

"Anne gördün mü? Dayım Zeliş Ablayı öptü. Yaşasın onunla evlenecek... onunla evlenecek. " O küçük aklı ile kendince olayı yorumlarken , bu defa hiç görmek istemediğim ama beni gerçekliğin içine iten diğer yüz görüş alanıma girdiğinde , dudaklarımdan dökülen hayret nidasına engel olamadım.

"Allah kahretsin. "

Benim bu sözlerim üzerine hızla gözüm yanımdaki adama kaydığında onun da benim baktığım yere baktığını fark ettim. Sinan öfkeli gözlerini üzerime dikmiş yanında mahallenin çocukları ile bize doğru gelirken , ilk düşündüğüm abimin de orada olup olmadığıydı.

"Bu serseri için miydi benden uzaklaşmanın sebebi? Bu adam yüzünden mi bitirdin bizi? "

Daha üzerimden onların beni görmesinin şokunu atamamışken , kulaklarıma dolan bu sözler bütün bedenimi bir sıtma nöbetine tuttu. Diğer yabancı kalabalık merakla bizi izlerken , Sinan gelip meydan okurcasına tam önümde durduğunda , bir adım geri gitme refleksime engel olamadım. Resmen hayatımın en dehşet anını yaşıyordum ve bu kabusun gözlerimi kapattığımda bitmesiydi arzum. Bedenim sert bir bedene çarptığında , Tekin'in hızla nefes almasını hissetmem bana öfkesinin boyutunu kanıtlar nitelikteydi. Ben daha ne olduğunu anlamadan Sinan yeniden üzerime gelip bileğimi kavradığı anda arkamdaki adamın beni bir köşeye iterek , karşısındaki adama saldırmasıyla kendimden geçtim.

"O elini bir daha Zeliş'in tenine yaklaştırırsan , kırarım. Bu seni son uyarışım Sinan. Bir daha seni onun yakınında dahi görmeyeceğim. "

Ses tonundaki katilik kanımı dondursa da şuan ilgilendiğim etrafta bakan ve beni tanıyan herkese rezil olmamdı. Kendimi bu durumun içine nasıl düşürmüştüm bilmiyordum ama resmen hayatımın en büyük rezilliğini yaşıyordum o anda. Bedenim korkuyla yaprak misali titrerken , onlar karşılıklı bir düşman gibi birbirlerinin hareketlerini tartıyorlardı.

"Zeliş benim... Duydun mu beni? Sen gelmeden önce biz gayet ciddi düşünürken , mahalleye geldiğin andan itibaren girdin aramıza kara çalı gibi. " Daha ben Sinan'ın sözlerini sindirememişken , Tekin'in yumruğu ile sarsılan ve yere serilen beden ile çığlık attım. Panikle onlara yaklaştığım anda günlerdir tanıdığım adamdan çok farklı biriydi karşımda duran o anki kişi. Bir anda bileğime yapışıp beni çekiştirirken direnmeyi bile düşünemedim o karmaşada.

"O adamın sözleri doğru mu? " Dişlerinin arasından tıslarcasına söylediği sözlerle kaşlarım çatılsa da tek bir geri adım dahi atmaya niyeti yok gibiydi. Ben sessizce ona bakmaya devam edince bileğimi saran eli daha da sert sıkınca acıyla inlediğim anda elini hızla çekti ama bu onun vazgeçmesinin aksine bu defa koluma yapışıp daha da sert sormasına sebep oldu.

Kapı Komşum Where stories live. Discover now