16. Bölüm 《☆☆☆》 Aşk-ı Diyar

11K 561 71
                                    

Günler akıp giderken  artık kendimi daha bir evcimen hissediyor ve parmağımdaki yüzüğe baktıkça sık sık gülümsüyordum. Nişanlanalı bir hafta olmuş ve Zeliş ile daha özgür görüşmeye başlamıştım ama bizim özgürlüğümüz annemlerin yanımızda olduğu kadar ve birbirimize uzaktan iç çekmelerin sonucunda gülümseyerek ayrılışımız ile kısıtlıydı. Hafta içine geldiği için sadece mahallede iş dönüşü ve sabah Zeliş'in ekmek almaya gidiyorum diye evden çıktığı sınırlı saatleri içerse de bu bile bana mutluluk veriyordu. Şimdi de arabanın içinde oturmuş onu beklerken , ellerim açık kahve , deri direksiyonda, radyoda çalan şarkıya tempo tutarken sabırsızdım. Birazdan sevdiğim kızla ilk kez yalnız kalma düşüncesi bile beni bu denli heyecanlandırırken , tüm günümü onunla geçirecek olmaktı belki de bu hallerimin sebebi. Başımı çevirip hafifçe onların evinin önüne bakınca gördüğüm suretle gülümsedim. Hızla arabadan indiğimde , üzerine giydiği koyu mavi kot pantolon ve üzerindeki açık renk tişört ile bile çekici göründüğünü fark ettiğim anda inlememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Hayatıma bir öğleden sonra giren ve başta sadece erkek çocuğu gibi gördüğüm bu kızla eğlenmek amaçlı konuşsam da , o maviliklerine kilitlendiğim andan itibaren hayatımın merkezi olması ise kaderim. İçimden o güne dua etsem de , yakınıma geldiği anda tüm düşüncelerim toz duman. Elleri arkasında , yaramaz bir çocuk gibi ürkekçe bana baktığında içimde kabarıp gelen o yoğun duyguya ise hâlâ alışamadım.

"Günaydın. " Özlemle içime çektiğim sesi ile bunu mırıldandığı andan itibaren artık tamamen ona odaklandım.

"Günaydın küçüğüm. " Benden kaçırdığı maviliklerinde boğulmak için aceleyle yan koltuğumun kapısını açıp oturması için bekledim. O oturduktan sonra kapıyı kapatıp ben de yerime geçtiğimde arabayı çalıştırmadan hafifçe eğilip yanağını öptüm. Kokusu burnuma dolduğu anda ne denli özlediğimi fark ettim.

"Çok özlemişim seni. Günlerdir hasret kaldım sana fındıkkurdum. Bugün tamamen bana aitsin. " Hafifçe göz kırptığımda kızaran yüzünü cama çevirip benden saklandığında gülümsedim. Bir süre sonra onunla evli olacaktık ama halâ benden utanması tuhaf bir şekilde gülümsememe sebep oluyordu. "Hâlâ mı Zeliş? Bak yakında karım olacaksın. Artık alışman gerekmiyor mu sevgilim? " Benim sözlerime dudaklarını dişlerken kararan bakışlarımı kaçırmak zorunda kaldım. "Yapma şunu. Dişleme dudaklarını kızım , zaten zor duruyorum. " Ben arabayı park yerinden çıkarırken gözlerini açıp bana bakınca bir an ona bakıp önüme döndüm.

"Sen de her şeyden tahrik oluyorsun ama ya. Ne yapayım mumya gibi oturamam ya yanında. " Cansız bir şekilde yakınınca hızla elimi bacağının üzerine indirdim.

"Konu sen olunca o bile işe yaramaz küçüğüm. Görüntün değil adın bile yetiyor o dediğine. " Ben iyice arsızlığı ele alınca hızla elimin üzerine vurup ittiğinde , kahkaham tüm arabada yankılandı.

"İyice edepsiz oldun sen ya. Bak valla gelmem daha yanına. Milletin içinde de yiyecek gibi bakıyorsun , valla bir gün fark edecekler rezil olacağız. " O telaşla bunları sıralarken ben çoktan mahalleden çıkmış , gideceğimiz kahvaltı için Kazan yoluna sapmıştım bile. Bir süre önce tesadüfen İstanbul dönüşümde sabaha denk geldiği için karnım acıkınca durduğum yeri o zaman keşfetmiş , aklımın bir köşesine kazımıştım çocuklarla gelmek için ama buraya nişanlım ile geleceğim aklımın ucundan bile geçmemişti. Yeniden dönüp ona baktığımda o pür dikkat tepkimi bekliyordu. Allah'ım öyle güzel ve masumdu ki , onunla karı koca olma düşüncesi bile mutlu olmama yetiyordu.

"Sen o işi bir geçeceksin Zeliş Hanım. Yanıma gelmemen için benim ölmem gerekiyor. " Ben gözüm yolda ara ara ona bakarak konuşurken , o inleyerek elini önündeki alana vurup söylendiğinde , gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

Kapı Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin