23. Bölüm 《☆☆☆》 Senden Vazgeçmem!

12.3K 618 113
                                    

Elimde kocaman kahve kupası , mutfak masasında otururken , aklım hâlâ dün akşam yaşadıklarımda takılıp kalmıştı. Bütün gece de , karakolun önünde bana öfke ile bakan , ona en son söylediğim sözden sonra da gözleri dolu dolu olan , o mavi gözlü meleğimi düşünmüş ve uyuyamamıştım. Her geçen zaman umudum kırılsa da ondan vazgeçmeye niyetim yoktu. Çünkü ben gün geçtikçe Zeliş'in bana olan öfkesinin arttığını biliyordum. Bu beni daha da acıtıyor , içimdeki öfke her geçen gün beni bitiriyordu.

Hırsımı , görmesem de dağınık olduğunu bildiğim saçlarıma elimi daldırıp çekiştirerek kendimden çıkardım. Ne kadar canımı yakarsam sanki o kadar Zeliş'in acısına eş değer olacağını düşünüyordum. Onun ne denli acı çektiğini ise dün gece çok daha iyi anladım. Ona söylediğim son sözler aslında ne kadar sevgi dolu olduğumu , ruhum kadar bedenimin de Zeliş ile dolu dolu olduğunu göstermek içindi ama ben onun canını bilmeden yine yakmıştım. Sabırsızlığım bir kez daha sevdiğim kadına zarar vermişti. İşte bütün bunlar kendimden iğrenmeme sebep oluyor , bu derbeder halim ise aynadan baktığımda biraz olsun beni rahatlatıyordu. Ne yaparsam yapayım ona yaklaşamıyordum. Oysa daha bir süre önce o doyamadığım kokusu ve bana bakarken içime gökyüzünü taşıyan gözleri bana aitti. Artık onun üzerinde hiçbir hakkım olmaması ve Zeliş'in bekar biri olarak dolanması içimdeki mağara adamını ortaya çıkarıyor , beni olmadığım bir adama dönüştürüyordu.

Yine aynı düşüncelerin içinde boğulduğumu anladığım anda kalktım masadan. Hep böyle oluyordu işte. Ne zaman ayık olsam , kendi kendime eziyet edip Zeliş'i bir başkası ile beraber düşledikten sonra kabuslarımdan uyanıyor ve bunun düşüncesinin bile beni öldüreceğini fark ediyordum.

Kalkıp mutfakta deli gibi dolandıktan sonra evde kalamayacağımı anladığım için hızla odama yöneldim. Çünkü bu hikayenin sonunu biliyordum. Bir süre Zeliş'in başkasının olmasının karanlığını kendime yaşatıp sonrasında unutana kadar içmek alışkanlık olmuştu bende. Son zamanlarda yaptığım tek şeydi bu. Bütün gece kendime eziyet edip sonra da sızana kadar içmek.

Öfkeyle üzerimdeki gri tişört ve altımdaki siyah pijamayı odamın köşesinde yığın haline gelmiş elbiselerin arasına fırlattım. Ben ki önceden odamda tek bir tişört bile görmeye dayanamazken şimdi gördüğüm o elbise yığınına , etrafa saçılmış pizza kutularına , boş içki şişelerine bile aldırmadığımı fark ettim. İstediğim tek şey bedenimi ve ruhumu alev alev yakan bu yangından kurtulmaktı.

Tembel adımlarla banyoya ilerleyip tepemden ılık suyun akmasına izin verdim. Kış günü olmasına rağmen içim öyle bir yangına esir olmuştu ki hissetmedim bile soğukluğu. Tek düşüncem biraz da olsa ayılıp bu karanlıktan nasıl çıkabileceğimin yollarını bulmaktı. Yeniden kendimi odamda bulduğumda dolabımın önünde uzun uzun karman çorman olmuş eşyalarıma baktım. Bir şeyler yapmam gerektiğini biliyor ama bunun ne olduğunu bir türlü bulamıyordum. Zeliş'in öylece çekip gitmesine izin veremezdim. Eğer onu kaybedersem , gerçi çoktan kaybetmiştim ama tamamen kaybedersem bugünden daha kötü olacağımı biliyorum.

Rastgele bir kazak ve kot pantalon giyip suratımın ne halde olduğuna bakmadan çıktım kapıdan. Çünkü görmesem de yüzümün berbat bir hal aldığının farkındayım. Onun olmadığı bir hayatın benim için değeri olmadığının da.

Birkaç gündür doğan güneş sayesinde yerdeki karların tamamen kalkması bile umurumda değil. Ne zaman kar olsa aklım Zeliş ile beni bir bütün kılan o güne gidiyordu. Bu da bana büyük bir mutluluk yerine acı veriyor. Ona sahip olduğum gecenin sabahında kaybetmek , hayatın bana bir tarafları ile gülmesi gibi sanki. Sevdiğim kadını elimden alan aptallığımın simgesi oldu kar benim için. Oysa ne güzeldi onu karlar altında beklerken , mutlulukla bana gelirken izlemek.

Kapı Komşum Where stories live. Discover now