12. Bölüm 《☆☆☆》 Tuzlu Kahve

13.4K 681 89
                                    

Yatağıma uzanmış tavandaki beyaz krom karışımı , kare şeklindeki avizeyi izlerken , akşam yatmadan bana mesaj atan Tekin'in yazdıkları beynimi işgal etmişti.

"Hazırlan fındıkkurdu. Bu hafta sonu resmen benim olma yolunda ilk adımını atıyorsun. "

Bu kelimeleri ilk okuduğumda gözlerime inanamamış yatağın üzerine fırlattığım telefona bir kaç kez bakıp yeniden yatağa hızla atmıştım. O saatten sonra da sürekli etrafımda dönüp çarşaf ve üzerimdeki pike ile derin bir savaş haline girmiştim. Gerçi şu anda bile inanamıyordum ama yanımda duran telefondan sık sık wattsapdaki mesaja baktığımda , emin oluyordum. Yüreğim hem bir güvercinin kanadı gibi çırpıyor hem de korku ile kasılıyordu. Onunla evlenme fikrinin beni duygu karmaşasının içinde , bir kopmaz urgan misali sarmaladığına inanamıyordum.

Daha fazla yerimde duramayacağımı anladığımda , ayaklarımla üzerimdeki yeşil beyaz karışımı pikeyi itekleyip kalktım. Yavaş adımlarla yatağın ucundaki camın önüne gidip perdeyi sıyırdığımda , gözüme ilk takılan onların sarmaşık gülleri ile süslü duvarı oldu. Sanki oraya baktığımda Tekin'i görecekmişim gibi hissediyordum. Kısa süre önceye kadar her hatırladığımda beni öfkelendiren adamın hayalinin bugün beni heyecanlandırdığına inanamıyordum. Kendi kendime gülümsediğimi ise camdaki yansımamda yüzümü fark ettiğimde anladım. Haylaz bir çocuk gibi yansımama dil çıkarıp odamın içinde gezinmeye başladığımda , keyfim yerindeydi. Ailemin bu fikri nasıl karşılayacağı hakkında bir fikrim yoktu ve bu beni aşırı derecede endişelendiriyordu ama şuan için bütün kötü düşünceleri beynimin en ücra köşelerine gönderdim. Ellerimi bedenimin gerisine atıp uyuşan vücudumu toparlamaya çalıştım ufak hareketlerle. Sonra kapıyı aralayıp uzun koridora çıktığımda , büyük bir sessizlik hakimdi evde. Tam karşımdaki banyoya girip hızlı bir duş aldıktan sonra saçlarımı havlu ile toparlayıp üzerime bana ait olan kahve tonlarındaki bornozumu geçirdim. Yeniden odama dönüp kendimi yatağıma attığımda , hâlâ uyanamadığımı anladım. Gözlerim uykusuzluktan öyle ağrıyordu ki , duştan sonra bunun daha iyi farkına vardım. Yine de bizimkileri şüphelendirmemek adına dolabımı açıp üzerime mavi bir kot pantolon ve siyah tişört geçirdim. Yeniden odamdan dışarı çıkıp mutfağa yöneldiğimde , aklımda kahvaltı hazırlamak vardı. Annem bugün uyanamamıştı sanırım. Bu beni biraz şaşırtsa da önemsemedim. Çünkü annem yıllardır herkesden önce kalkar kahvaltıyı hazırlardı. Birgün bile bu kadar uyuduğunu görmemiştim. Aklım onda kalarak ocağa çaydanlığı doldurup yerleştirdim. Köşedeki dolaptan kahvaltılıkları alarak tezgahta hazırlayıp camın önündeki masaya koymaya başladım. Tezgahın diğer ucundaki tost makinasını da çalıştırıp ekmekleri içine koyduktan sonra yeniden mutfaktan çıkıp annemlerin odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp tıklatmaz aniden açılınca , boş bulunup sendeledim.

Artık nasıl abandıysam kapıya?

Babamın alaycı bakışını gördüğümde , ben de gülümsedim.

"Hayırdır kız kapı mı dinliyorsun? " Kızaran yüzümü önüme eğip kekelediğimde , babamın kahkahası sessiz eve yayıldı.

"Kim... ahh... hayır... Asla. " Huysuz bir şekilde babama omuz silkip arkamı döndüğümde , onun beni izlediğini biliyordum. "Off baba ya. Neden sizi dinleyeyim? "

"Babaya oflanmaz. Taş olursun taş. " Hâlâ alaycılığına devam ediyordu. Ben kızgın olsam da yine de babamın benimle olan bu halleri hoşuma gidiyordu. Onunla sohbet etmek , bir şeyler yapmak nasıl hoşuma gidiyorsa , böyle dalaşmakta bana sıcak bir aile olduğumuzu hissettirirdi her zaman.

Yeniden mutfağa girdiğimde , dolaptan sucuk ve yumurta çıkatıp ocağın başına geçtim.

"Annem uyandı mı baba? Soğumasın yumurta. " Sırtım ona dönük olsa da beni dinlediğini biliyordum. Arkamı döndüğümde , düşüncemde yanılmadığımı anladım. Masaya oturmuş , elleri çenesinde birleşmiş beni izliyordu. Benim sorum üzerine şaşkınlıkla bakınca , ben de iki kaşımı kaldırıp ona baktım.

Kapı Komşum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin