Bölüm 5 - Alışveriş

26.4K 895 278
                                    

Odaya vuran güneşe daha fazla dayanamayarak gözlerimi açtığımda saat 9.15'ti. Hazal'ın kahvaltı teklifini geri çeviremediğim için Alaz'a bu konudan bahsetmem gerekiyordu.

Önce yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. Saçlarım karmakarışık görünüyordu. Yüzüm bir ölünün yüzü kadar renksiz ve solgundu.

Günlerdir doğru düzgün yemek yemediğim ve dinlenemediğim için suratım resmen tanınmaz haldeydi. Bir an önce toparlanmam gerekiyordu. Hazal'ın yanına bu şekilde gidersem bir terslik olduğunu kesin anlardı.

Avuçlarıma doldurduğum soğuk suyu yüzüme çarptığımda tüm vücudum ürperdi. Mevsim yazdı ve hava oldukça sıcak olmasına rağmen ben üşüyordum. Ben zaten mütemadiyen üşürdüm.

Lavabodan çıkıp kapıyı sessizce açtım. Evdekiler henüz uyanmamış olabilirdi. Alaz'ın odasının kapısında durup birkaç kez tıklattım. Ses vermeyince mutfağa inip bir şeyler hazırlamaya karar verdim.

Merdivenlerden aşağı sessizce inerken mutfaktaki konuşmaları duydum. Alçak bir ses tonunda konuşsalar da ses geliyordu. Mutfağın yanındaki kolonun orada durup dinlemeye başladığımda işlerin bizim için hiçte kolay olmayacağını artık anlamıştım.

Korhan gülerek "Alaz kardeşim senin kafan mı güzel? Ağrı kesiciler sende kafa yaptı galiba. Oğlum daha dün tanıdığın kızdan etkilenmek nerden çıktı? Hani sen benimdin, beni Arcaoğullarına gelin alacaktınız? Yalan mıydı tüm bunlar hain erkek!" cümlesinin sonunda ağlama numarası yapmaya başladı.

Şu an suratını görmeyi çok istesem de beni gördükleri an susacaklarını bildiğim için kalıp dinlemenin daha iyi olduğunu düşündüm.

"Bir şeyi de sulandırma be amına koyduğumun pikaçusu" konuşan Alaz'dı.

"Kardeşim Korhan senin o olmayan beynini müsait bir zamanda hatırlat sikeyim olur mu? Şimdi çok yoğunum. Salakça bir bahaneyle karşımda oturan 20 yıllık dostumun yalanlarını dinliyorum. Anlat Alaz anlat seversin sen yalanı" Pars da anlam verememiş hatta yalan söylediğini düşünüyordu. Aslında haklıydı. Biz bir yalanın üzerine oyundan bile olsa bir evliliğin kurulamayacağını henüz acı bir şekilde öğrenmemiştik.

"Arkadaşım ben gay miyim? Herhangi bir kadından etkilenemez miyim? Neyine inanmıyorsunuz anlamadım. İlik gibi hatun, boy desen var, fizik desen on numara. Düşünceli, akıllı, becerikli çokta nazik biri. Siz söylediniz sabaha kadar uyumadı başında bekledi diye. Lan oğlum bu devirde bunu insanın anası yapar sadece. Tamam onun yüzünden vuruldum ama mecbur muydu? Gayet yürüyüp oteline gidebilirdi ama gece boyu bana baktı. Sabah kahvaltımı hazırlayıp yatağıma kadar getirdi. Hayatımda hiçbir kadın bana böyle hissettirmemişti. Oğlum bildiğin prensmişim gibi davranıyor kız bana" gay miyim sorusuna gülmemek için kendimi zor tutarken kalan cümleyi tam dinleyememiştim bile.

"Tamam haklısın çok tatlı, güzel bir kadın ama o kadar. Alaz sen farkında değilsin belki ama kızın eski sevgilisi midir ne sikimse vurdurdu lan adam seni. Hatta direkt öldür demiş adam ıskaladı herhalde karanlıkta. Kızın peşini bırakmaz, senin de onun da başına bela olur. Bırak kardeşim gitsin kız yoluna. Sanki senin başında az mı bela var?" Pars ikna olmuştu benden etkilendiğine ama yine de yan yana olmamamız gerektiğini düşünüyordu. Yine haklıydı. Senin adın bundan sonra Haklı Pars olsun bari...

"Lan iki meme için beni sattın şerefsiz Alaz. Yok sabaha kadar bakmış, yok kahvaltı hazırlamış. Git âşık ol da gör ebeninkini tersten göt herif" Korhan yine bildiğimiz gibi. İki meme nedir ya? Seviye yoksunu seni.

"Korhan dilinin ayarını sikerim senin ne biçim konuşuyorsun lan kız hakkında. Ben senin gibi abaza mıyım hayvan! Sen tabii kadınları sadece meme, götten ibaret gördüğün için beni de kendin gibi sanman çok normal. Kapat çeneni kız duyacak ayıp olacak" sanıyorum son sözlerini söylemiş olacak ki ayak sesleri duymaya başlamamla merdivenlerin başına doğru yürüdüm.
Korhan'ın bağırışı kulağıma çalındığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

YEKVÜCUT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin