Bölüm 22 - İki Huzurlu Gece

23.9K 594 236
                                    

Selam aşklarım❣️
Normalde hafta sonu ailecek vakit geçireceğimiz için pazartesi atacaktım bölümü ama Kurgu kategorisinde 1.olmamız şerefine bir bölüm ateşleyeyim dedim 🤤

Güzel kalplerinizden öpüyor bölüme uğurluyorumm ❤️

                                      🌼🌼🌼🌼

Kollarımı sımsıkı kavramışken hareket etmeye çalışmam boşunaydı. Yine de çırpınmaktan asla vazgeçmeye niyetim yoktu. Bu defa beni hırpalamasına izin vermeyecektim.

"Sakince dur. Sadece bir şey gösterip gideceğim" sert bir tonda konuşup kolumun birini bıraktı, cebinden telefonunu çıkarıp bir süre kurcaladı. Ardından ekranı bana çevirdiğinde sendeledim. Bunu da yapmış olamazdı! Bu kadar düşmüş, bu kadar alçalmış olamazdı!

"Seçimi sana bırakıyorum. Eğer o adamla olmaya devam edersen bunu önce internette yayınlarım. Daha sonra emniyete gönderirim" dizlerimin bağı çözülmüş güçlükle ayakta duruyordum.

"Yapamazsın! Bu kadarını da yapamazsın Kuzey lütfen! Geçen onca yılın ardından bana bunu yapma!" ne desem nafileydi biliyordum. Kuzey kaybetmeyi asla hazmetmeyecek her defasında daha güçlenerek saldıracaktı.

"Yalvarırım yapma bunu yıllardır birlikteydik. Hiç mi hatırım yok nasıl yaparsın sen bunu bana? Seviyorum dediğin kadına reva gördüğün bu mu?"

Güldü "bana başka çare bırakmadın. Sana vazgeçmeyeceğimi söylemiştim" dediğinde konuşmamın hiçbir sonuç vermeyeceğini anladım.

Pes ettim.
"Peki senden 1 gün istiyorum ertesi gün Alaz'dan ayrılacağım oldu mu? Rahat mısın şimdi?"

"Tamam kabul. Ama ondan ayrılman yeterli değil. Yeniden benim kadınım olacak yüzüğümüzü parmağına takacaksın. En kısa sürede de planladığımız o evlilik gerçekleşecek" Allah'ım lütfen bu bir kabus olsun. Lütfen...

"Tamam Kuzey, bırak gideyim. Ertesi gün Alaz'la aramdaki bağ sonsuza dek kopmuş olacak" bunu düşünmek, sesli dile getirmek bile canımı yakarken nasıl yapacaktım?

"Sen bilirsin aksi durumda ne olacağını artık biliyorsun" ellerini gevşettiğinde tekrar sendelesem de hızla uzaklaşmaya başladım. Gözlerimden akan yaşlara hakim olamazken tüm hayatıma lanetler yağdırdım.

Bunu biliyordum. Ben biraz bile mutlu olduğumda başıma bir felaket geleceğini biliyordum. Bu mutluluk bana zaten fazlaydı.

Önce lavaboya gidip kendimi toparladım. Akan göz makyajımı düzeltip salona geri döndüm. Alaz meraklı gözlerle etrafa bakarken beni görünce rahatladı.

Yerime oturunca endişesi belli olan sesiyle "yavrum seni arıyorum yarım saattir. Bir şey oldu sandım nerdesin?"  Ben bu adamdan nasıl kopacaktım?

"Biraz hava almak istedim geldim işte. Korkacak bir şey yok" korkacak bir şey var! Seni kaybetmekten korkuyorum. Bir daha göğsünde uyuyamamaktan korkuyorum. Alaz ben sensizlikten ölesiye korkuyorum. Allah'ım ben ne yapacağım?

"Neyin var güzelim? Naz bir şeyler söyledi ama ona mı takıldın?" keşke ona takılmış olsaydım. Keşke...

"Biraz yorgunum. Anneanneme gitmekte beni oldukça sarstı. Eğer ayıp olmazsa erken kalksak?" duvarlar üzerime geliyordu sanki. Konuşurken ağlamamak için dişlerimi sıkıyor, sesimdeki titremeyi saklamak için ciddi çaba sarfediyordum.

"Tamam güzelim ben şirket adına bağışımı yaptım zaten. Gerisiyle Ilgaz ilgilenir. Yarım saat daha oturup kalkarız olur mu?"

Usulca başımı salladım yalnızca. Sandalyemi kaydırıp iyice sokuldum. Alaz anlam veremese de ses çıkarmadı. Ben başımı göğsüne yasladığımda güven veren kollarıyla sardı beni. Saçlarımda gezinen dudakları bile iyi hissettirmeye yetmiyordu.

YEKVÜCUT Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz