Bölüm 41 - Renklerin Tanrısı Elâ

11.5K 540 696
                                    

Selam bebeklerim...💕

Şu güzelliği size bırakıyorum ve sevgili zerdaliyar 'a teşekkür ediyorum. Eline emeğine sağlık❤️

Çok uzatmadan bölüme alıyorum ve bölüm sonu sohbeti için sabırsızlanıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Çok uzatmadan bölüme alıyorum ve bölüm sonu sohbeti için sabırsızlanıyorum. Hepinizi çok seviyor, güzel kalplerinizden öperek bölüme uğurluyorum... 💕

                           - 1 Ay Sonra -

Alaz'ın bıçaklanmasının ardından bir ay geçmişti. Bu süreçte ilk önceliğim onun iyileşmesi için elimden geleni yapmak olmuşken bir yandan da kafamda bin tane sorunla boğuşuyordum.

Bugün Enise Tunalı Yasemin Çiçekleri Vakfı'nın kuruluş yıl dönümü nedeniyle bir kokteyl düzenlenmişti. Kimsesiz çocuklar için kurduğum bu vakıf geçtiğimiz yıl 600 çocuğa yuva olurken bu yıl ki hedefim 100 bin çocuğun tüm bakım ve eğitim masraflarını karşılamaktı ve bunun için yapamayacağım hiçbir şey yoktu.

Bu yıl yapılacak kokteyl için çok büyük bir otelin balo salonunu ayarlayıp her zamanki gibi organizasyon işini Beyza'ya bırakmıştım. Misafirler, salon hazırdı sadece yapacağım konuşma için metni ezberlemeye çalışıyordum ki vazgeçtim, doğaçlama yapacaktım. Ne hissediyorsam, ne istiyorsam onu söyleyecek asla bir metne bağlı kalmayacaktım. Zaten söyleyeceklerimden dolayı aşırı heyecanlıydım.

Salondan anons yapıldığında derin bir nefes aldım.

"Karşınızda ilk yasemin çiçeğimiz, vakfımızın kurucusu, isim annesi, miniklerimizin Eylüş ablası; Eylül Aden Tunalı'yı huzurlarınıza davet ediyorum"

Usulca adımlarımı mikrofonun önüne dek sürüklediğimde alkışlar ve ıslıklar havada uçuşuyordu. En önde Ayaz, Korhan, Ilgaz, Gediz, Ogeday, Pars ve tabii ki canımın yangını adam Alaz Ahlas... Islıklar çalıp alkışlarken hep bir ağızdan tezahürat yapmayı da ihmal etmiyorlardı.

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım "Merhabalar, öncelikle davetimi reddetmeyip benim ve yasemin çiçeklerimin bu özel gecesine katıldığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum, onur duydum..." ufak bir alkışın ardından sözlerime devam ettim.

"Ben ailemi kaybettiğimde bu miniklere nazaran daha büyük yaştaydım ve anne şefkatini sonuna dek tadabilme şansına sahip olmuştum. Maalesef öyle çocuklarım var ki annesini hiç görmemiş, tanıma fırsatına erişememiş, bu hayata 1-0 geride başlamışlar" bu konuşmayı bitirene dek ağlamamak için kendime söz vermiştim ama bahsederken bile zorlanıyordum.

"Bu çocukları gördükçe kendi çocuğum yapayalnızmış gibi hissedip içleniyorum. Geceleri uykularım kaçıyor, tahammül edemiyorum. O yüzdendir ki bu vakfın kapasitesini her geçen gün artırmaya yönelik bir politika izliyoruz. Sokaktan ve şiddetten kurtardığımız her çocuk bizim kârımız ve her yıl bu kârı katlayacağımıza inanıyorum" bakışlarımı bana gururla ve dolu gözlerle bakan Süheyla anneme çevirdim.

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now