Bölüm 31 - Gülücük Reçeli

17.5K 680 636
                                    

Selam minik kızlarım ❣️
Kaos kaos diyenlere kaosumla geldim. Burda bitirilir mi? Yazarım sen naptın diyenlere baştan cevap veriyorum tadı böyle çıkıyor ksdjkajsj

Bir de beni linçlemezseniz eğer size daha güzel, daha uzun bölümler yazabilmek adına her hafta Pazartesi bölüm atacağım artık. Malumunuz küçük bir bebeğim var ve hem bölüm yazmaya hem de düzenleyip atmaya yetişemiyorum. Affınıza ve anlayışınıza sığınıyorum bebeklerim❣️

Güzel kalplerinizden ve gözlerinizden öpüyor, sizleri bölüme uğurluyorumm ❣️

                                  🌼🌼🌼🌼

Gözlerimdeki yaşı silip Alaz'a döndüğümde elindeki papatya buketiyle durmuş şaşkın ve kızgın bir ifadeyle karşılaştım. Gediz'le bu şekilde samimi oluşumu yanlış anlamış olamazdı değil mi? Anlarsa da anlasındı! Sonuçta Gediz benim göğüslerime para sıkıştırmıyordu!

Yanına gidip "Ne işin var senin burada?" diye sorduğumda çatık kaşları birleşecekmişçesine daha da çatıldı. "Biraz konuşalım mı seninle?" deyince başımı sallayıp adımlarımı odama yönlendirdim. 

Kapıyı açınca odanın içerisinde ilerleyip buketi masaya bırakıp yaslandı ve kollarını bağladı. "Seni dinliyorum. Herhalde bir açıklaması vardır o adamla sarmaş dolaş olmanın?" sarmaş dolaş mı? Ayrıca açıklama yapması gereken ben miyim yani?

Derin bir nefes alıp "Açıklama yapması gereken kişinin ben olduğumu düşünmüyorum ama madem sordun cevap vereyim. Senden dakikalar önce Hazal gelip partimizin ağzına sıçtı. Bana söylemediğini bırakmadı ve ben de ağlayınca Gediz teselli etmek için sarılmıştı. Umarım yeterlidir açıklamam senin için" imalı bakışlarımı yüzünde gezdirirken dağılan saçlarımı düzeltip önüme düşen perçemimi kulağımın arkasına koydum.

Dikkatle bakan Alaz "yüzüğünü çıkarmışsın" dedi hayal kırıklığı dolu buruk bir gülümsemeyle. Elime kayan bakışlarımdan sonra "mutfağa girdiğimde çıkarmıştım takmayı unutmuşum " her aksilik üst üste gelmese miydi acaba? Ezgi'nin falı mı çıkıyordu?

Alaz imayla "başka bir sebebi yok yani" deyince öfkeyle yanına gidip kravatından yakasına yapıştım. "Ne demek istiyorsun sen bana? Açık konuş! Bir sorun oldu diye yüzüğümü çıkaracak kadar çocuk muyum? Ya da ne seni mi aldatıyorum? Neyin peşindesin Alaz!" diye öfkeyle bağırdığımda şaşırdı.

"Saçmalama ne aldatması iyi misin sen? Öyle bir şey mi söyledim ben?" diye sorduğunda sesimi kontrol etme gereği duymadan  "İyi falan değilim! Sevgilim alem yapma peşinde, en yakın arkadaşım hayatım boyunca bana düşmanmış meğer. Nasıl iyi olabilirim ki?" cümlem bittiğinde gözümden süzülen yaşı elimin tersiyle silerek Alaz'ın yakasını bırakıp birkaç adım geri gittim.

Alaz belimden kavrayarak kendine çekip dudaklarıma kapandığında tepki vermedim. İştahla dudaklarımı dudakları arasında ezerken kendimi geri çekip "Yapma n'olur sana kızgınım. Bu şekilde kendimi çok daha kötü hissedeceğim" diye fısıldadım. Bu kadar kolay değildi  "Kimseye güvenemeyecek miyim ben? Kime arkamı dönsem bin pişman ediyor bıktım artık" diyerek masanın üzerindeki vazoyu duvara fırlattım. 

Bir hışımla koltuğa oturup dizlerimi karnıma çekerek ağlamaya başladığımda Alaz şaşkın ifadesiyle ne yapacağını bilemez halde bana bakıyordu. Korkarak usulca yanıma gelip oturarak beni çekip dizine yatırdığında direnecek gücü kendimde bulamadım. Saçlarımı okşayıp gözyaşlarımı silerken "Özür dilerim sevgilim yemin ederim gidene kadar ne için kutlama yapacaklarını bilmiyordum. Korhan arayıp çağırınca ihaleyi kutlamak istediğini düşündüm. Gidince haber veririm diyordum fakat gidip ortamı görünce ne diyeceğimi bilemedim. Sen geldiğinde gerçekten çok fazla alkollüydüm ve biliyorum yaptığım hareketin hiçbir açıklaması yok. Tamam beni affetme ama ağlama n'olur" dedi.

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now