Bölüm 34 - Kardelen İçin Savaşmak

13.3K 644 936
                                    

Selam bebişlerim ❣️

Upuuzuuun bir bölümle geldim umarım beğenirsiniz 🔥

Bölüm sonunda konuşuruz. Hepinizi güzel kalplerinizden öpüyor ve bölüme uğurluyorumm ❣️

🌼

Gediz beni kolumdan tutup zorla yatağa yatırdı. Deniz ve kapıda abisinin arkasında duran Naz aynı anda Hazal'a saldırınca Ogeday'la Ilgaz ayırmaya çalışsa da başaramadı. Naz; Hazal'ın saçına yapışmışken, Deniz suratını yumrukluyordu. Derin şok olmuş onları izlerken ben de ondan farksızdım. Odadaki bağırışlar kulaklarımı tırmalarken yapabildiğim tek şey onları öylece seyretmekti.

Alaz öfkeyle kükrercesine "Bitirin şu saçmalığı hepiniz çıkın dışarı, hepiniz!" diye bağırdığında Deniz sıkıca tuttuğu Hazal'ın kolunu arkasına doğru bükerek onunla birlikte dışarı çıktı. Hırsını hala yiyemişti. Ve ben Deniz'i biraz olsun tanıdıysam Hazal'ın ondan çekeceği vardı.

Alaz yavaş adımlarını başucuma yönlendirince başımı diğer tarafa çevirdim. Onun gözünde, ailesinin gözünde bu duruma düşmüş olmaktan dolayı çok utanıyordum. Hazal nasıl yapardı? Bu kadar mı nefret etmişti benden? İnsan nefret ettiği birine bile reva görmemeliyken bazı şeyleri dost bildiği hiç yapmamalıydı . Yıllardır kardeş gibi gördüğüm, evimden çıkmayan, her anında yanında olduğum dostumun nefreti karşısında dumura uğramıştım.

Benim günlüğümü okuyup en mahrem sırrıma vakıf olmuş ve en çaresiz anlarımdan birinde bana karşı kullanmıştı. Aslında kızılması gereken kişi o değil, bendim. Bunca yıldır bu yılanı hayatıma sokan, beni şah damarımdan sokmasına izin veren bendim.

Alaz parmaklarını saçlarıma daldırdığında gözlerimden yaşlar yağmur gibi akıyordu. Yüzüne bakacak yüzüm yoktu. Öleceğimi düşünmesem o kayıtta da asla anlatmazdım. Yok yere Ilgaz öğrendi diye hayıflanırken şimdi tüm ailesi, tüm arkadaşlarım öğrenmişti. Ve ben bu gerçekle nasıl baş edeceğimi dahi bilmiyordum.

Alaz konuşmakta oldukça güçlük çektiğini saklayamayan bir ses tonuyla "Ne demem gerekiyor bilmiyorum ama" diyerek cümlesine başladığında net bir ifadeyle sözünü böldüm.

Burnumu çekip "Alaz bir şeyler söylemek ya da yapmak zorunda değilsin. Hatta ne yap biliyor musun? Aileni de al gidin buradan ben artık hiçbirinizin yüzüne bakamam" dediğimde öfkeyle çenemden tutup yüzümü kendine doğru çevirdi.

Sakin kalmaya çalışarak "Saçmalama sevgilim ne diyorsun sen? Sen neden bakamayacakmışsın?" diye sorunca ağlamaktan güçlükle çıkan sesimle "Soruyor musun? Duymadın mı Hazal'ın söylediklerini? Alaz lütfen git, yalvarırım daha fazla yerin dibine sokma beni. Paramparçayım artık bölünemem, daha fazla kırılamam... Lütfen aileni de al ve git buradan" dedim.

Ardından tüm gücümle Gediz diye seslendiğimde telaşlı bakışlarıyla içeri giren Gediz'e "Beni götür buradan yalvarırım Gediz kalmak istemiyorum" dediğimde başını sallayıp "Yaran çok taze dikişlerin açılabilir. En azından bu geceyi burada geçir lütfen " dedi. Alaz çaresiz bakışlarıyla bizi izliyordu.

Yalvaran gözlerimle "Gediz siz bakarsınız bana lütfen götür beni istemiyorum diyorum. Eğer sen götürmezsen tek başıma gideceğim. Beni durdurmaya hiçbirinizin gücü yetmez. Biliyorsun kafama koyduğumu yaparım" dediğimde Alaz'a mecbur olduğunu belirten bir hareket yapan Gediz oflayarak "Tamam götüreceğim ama önce bir sakin ol. Alaz'ı kendinden uzaklaştırmakla eline hiçbir şey geçmeyecek. Sakince konuşun sonra götürmemi istersen söz veriyorum götüreceğim seni" dedi.

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now