Bölüm 9 - Tanışma

25.7K 866 208
                                    

Evleri Sarıyer'de çok güzel bir konumdaydı. Bahçe kapısında bir motorlu kurye elinde iki buket çiçekle bizi bekliyordu. Biri harika görünen bir orkideyken diğeri bir buket güldü. Yoldayken benim kafeme uğrayıp vanilyalı böğürtlen li büyük bir pasta almıştık.

Eve girmek üzereydik ve benim elim ayağım titriyordu resmen. Kendimi teskin etmeye çalışarak her şey iyi gidecek, her şey yolunda deyip durmaya başladım içimden.

Kapıdaki koruma olduklarını düşündüğüm adamlar Alaz'ın arabasını görünce garaj kapısını açtılar. Arabayı park ettiğimizde herkes ön bahçeye doğru yürüyerek bizi karşıladı.

Annesi Süheyla Hanım, babası Talat Bey ve kardeşleri yanımıza geldiklerinde annesi sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi sımsıkı sarıldı.

"Hoş geldin güzel kızım benim, sefalar getirdin" dedi. Başta ne yapacağımı bilmesem de sonra bende kollarımı doladım ona. Anne kokusunu doya doya çektim içime...

Babası elini uzattığında öpmek için eğildim fakat izin vermedi o beni kendine çekerek yanaklarımdan öptü. "Hoş geldin Aden kızım" dediğinde babası gülümseyerek "hoş buldum efendim" diyerek cevap verdim.

En küçükleri olan Ayaz olduğunu tahmin ettiğim kardeş elimi öpüp "ulan abi gittin Fransa'da Victoria Secret mankeni mi buldun? Bu ne şans kardeşim haksızlık!" diyerek göz kırptı.

Alaz güldü ve yavaşça kafasına vurdu.
Ilgaz elini uzatıp benimle tokalaştı ve resmi bir şekilde "hoş geldin" dedi. Başımla hoş bulduk der gibi selam verdim.

Naz "ölmeden abimi bir kızla gördüm ya artık gam yemem" diyerek yanaklarımdan öptü. Ben de gülümseyerek karşılık verdim.

Süheyla Hanım "kız kapıda kaldı hadi içeri geçelim sofra hazır".

Herkes sırayla içeri geçerken Alaz kolumdan tutup kendine döndürdü.

"Sakin ol, sıkıştığın yerde sessiz kal ve bana bırak tamam mı sevgilim?" göz kırptı.

Güldüm "tamam sevgilim" dedim göz kırptım bende.

Elimi tutup salona doğru geçirdi beni. Önce bizi karşılayan geniş bir holden yürüyüp ardından salona girdik.

Beyaz ve gri tonlarda döşenen bu salon oldukça göz alıcı görünüyordu. Gösterişten uzak sade fakat şık bir şekilde dizayn edilen salonda iç ferahlatıcı bir hava vardı.

Üçlü koltukta oturan Sedef Hanım bizi görür görmez ayaklandı.

"Hoş geldin güzel kızım, sefa, neşe getirdin evimize. Çok şükür dünya gözüyle gördüm bugünleri de Allah'ım" diyerek karşıladı beni.

Yanına yaklaşarak elini öptüm sıkıca sarıldım. "Hoş buldum Sedef Hanım çok iyi gördüm sizi. Bu gece burada en güzel olması gereken bendim bakıyorum rol çalıyorsunuz benden, bu ne şıklık maşallah" diyerek başımı omzuna yasladım.

Dönüp Alaz'a baktığımda gözlerinin içinin bile güldüğünü gördüm. Ailesini mutlu etmiş, babaannesinin son arzusunu yerine getirmek için büyük bir adım atmıştı ve bunun haklı gururunu yaşıyordu.

Gülmek o gözlere kimseye yakışmadığı kadar yakışıyordu.

Alaz'a olan bu hislerim beni kurtardığı için miydi? Kuzey'e olan hırsımdan mıydı? Neydi bilmiyor adını koyamıyordum ama her an ona söyleyeceğim onunla yapacağım şeyleri düşünüyor olmam normal değildi.

Günden güne kapılıyordum ve bu beni ölesiye korkutuyordu. Boşluktandı belki bilmiyorum ya da tensel çekim adı her neyse. Kuzey'in kırdığı gururum yüzünden koskoca bir girdabın içine düşmüş fırtınada sürükleniyordum. Alaz'ı sakin bir liman gibi düşünmüş olabilirdim. Şu an bu soruların hiçbirinin cevabı yoktu bende. Düşünmekte istemiyordum zaten.

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now