Bölüm 20 - Aden Suflesi

24.7K 673 216
                                    

Selaaam ben geldim 🎈
7k olduğumuzu görünce uzun bir bölüm atayım dedim.
Umarım keyifle okursunuz ❣️
Öpüldünüz minik kızlarım ❣️

                                       🌼🌼🌼🌼

Kahvaltı sonrası evdekilerle kısa bir süre vakit geçirip akşam 6'da evde buluşmak için söz vererek evden ayrıldım. Alaz'ın toplantıya yetişmesi gerektiği için erken çıkmıştı. Benim arabalardan birini alıp kendim gitmem gerekiyordu.

Garajda gözüme kestirdiğim Bugatti'ye binip bahçeden çıktım. Bugün şirketteki işleri Ateş ve Ergin Bey'e pasladığım için önce anneanneme uğrayacak ardından Sept'e gidip arkadaşlarımla buluşacaktım.

Gaza yüklenip arabayı dayımlara doğru sürdüm. Anneannem iyice yaşlandığından dayım onu yanına almıştı. Aslında anneannemi çok seviyordum. Ama bakışları, konuşması anneme o kadar benziyordu ki her defasında annemi görmek beni daha çok üzüyordu. Tam gidişine alışıyorum derken ondan bir parçanın yaşadığını görmek canımı acıtıyordu.

Düşüncelerim beynimi zonklatırken dikkatlice arabayı park ettim. Yolda durup küçük kuzenim için abur cubur ve anneannem için de bir buket çiçek aldım. Annem gibi oda yasemin severdi.

Ayaklarım geri geri gitse de güçlükle kapıyı çaldığımda en küçük kuzenim Çınar kapıyı açtı ve heyecanla bacaklarıma sarıldı.

"Anneanne Eylüş geldi, bak ben sana demiştim gelecek diye. Unutmamış bizi gelmiş" Çınar sımsıkı sarıldığından kıpırdayamıyordum. Eğilip onu kucaklayarak kapıyı kapattım. Yanaklarına sulu öpücükler kondurduğumda kıkırdayarak gülmeye başladı.

Anneannem bana Aden ismimle değil Eylül ismimle hitap ettiği için evin diğer üyelerinin çoğu da ona uyuyordu.

4 yaşında dünyalar tatlısı Çınar dayımın çocuklarının en küçüğüydü. Ondan büyük iki ablası vardı. En büyük kuzenim Deniz polisti. Ortanca olan Zeynep ilkokula gidiyordu ve evin en nazlısıydı.

Çınar'ın bağırışlarına gelen Yıldız yengem beni görünce şaşırdı. Muhtemelen bugün görmeyi beklediği insanlar listesinde yoktum.

"Hoş geldin güzelim nerelerdesin? Özlettin kendini" diyerek yanaklarımdan öptü.

"Hoş bulduk yenge. Yurt dışındaydım yeni döndüm sayılır. Nasılsınız? Anneannem nerede?" diye sorduğumda Çınar kucağımdan inmiş yere bıraktığım abur cubur poşetini talan etmekle meşguldü.

"Namaz kılıyor Eylül gel biz mutfağa geçip çay koyalım oda bitirince gelir zaten" başımla onaylayıp mutfağa doğru arkasından yürüdüm.

Dayımlara gelmeyeli 6 ay oluyordur sanırım. Zaten gitmeden önce de pek sık uğramazdım. Kuzenlerimle genelde dışarda görüşmeyi tercih ederdim. Deniz'le çocukken hiç anlaşamasak da şimdi çok iyi iki dosttuk.

Yengem çay koyup masaya atıştırmalık bir şeyler çıkarırken anneannem namazını bitirip heyecanla mutfağa girdi.

"Güzel kızım nihayet geldin. Bir daha dönmeyeceksin diye o kadar korktum ki?" işte yine o ince sızı. Annemin sesini duyup dönüp baktığımda anneannemle karşılaşmak her defasında daha çok yakıyordu. İki insanın sesi birbirine bu kadar nasıl benzerdi aklım almıyordu.

Anneannem hızla gelip tüm özlemiyle sarıldı. Kollarım bir süre havada kalırken ardından ben de doladım kollarımı boynuna. Kokusunu ciğerlerime doldurdum. Anneme benzeyen yasemin kokusunu.

"Özür dilerim anneanne işlerim çok yoğundu bir türlü gelemedim. Ama söz artık daha sık uğrayacağım" tutamayacağın sözler vermesen mi acaba?

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now