Bölüm 12 - Susturan Öpücük

31K 860 366
                                    

Valenin getirdiği arabaya binene kadar tek kelime etmedik ikimiz de. Oturup kemerimi bağladıktan sonra telefonumu çıkarıp teker teker mesaj attım arkadaşlarıma. Benim planladığım bu yemek saçma sapan bir hal almıştı.

Alaz'a dönerek "çok saçma bir noktada geldin kusura bakma. Hazal anlamadığım bir şekilde bana patlayıp durdu".

"Anladım orasını zaten de arkadaşın neden sarılıyordu sana, orasını anlayamadım." Sorunumuz bu mu yani adam?

"Gediz öyledir. İçlerinden en mesafelisi odur ama en çok o anlar beni. En iyi o tanır, en çok o korur, sahiplenir. Hazal beni kırdığı için ve çok özlediği için sarılıyordu. Ne var bunda?"

"Aşık sana yani?" çüş!

"Ne alakası var çok samimi arkadaşım diyorum. Aşık falan ne diyorsun ya? Sinirlerim tepemde zaten!" daha neler?

"Bu anlattıklarını aşık adamlar yapar. Sen görmek istemiyorsun belli ki. Ben geldiğim an itibariyle adam renk değiştirdi resmen. Elinden gelse boğacak beni" uzatmasak?

"Alaz çok üzgün ve yorgunum. İnan tartışacak gücüm yok, kapatalım mı bu konuyu?"

"Tamam Aden Hanım, anlat bakalım Hazal sana neden salladı durduk yere?"

"Ben de anlamadım ki? Gediz benden dolayı dedi ama sebebini söylemedi. Sadece Gediz ben yokken yoğunmuş pek görüşememişler. Sanırım ben geldikten sonra görüşmeye fırsat buldu diye bozuldu" nefes verip devam ettim. "Hayır kendi de söyledi zaten son dakika ayarladım diye. Gediz'e mi aşık ne bu kız ben anlamadım ki?" olabilir miydi?

"Dediğim çıkıyor işte. Hazal Gediz'e, Gediz sana bir şeyler hissediyor ve Hazal bunu farkettiği için sana sarmış. Bu kadar basit bunu göremiyor musun gerçekten?" durum analizciniz geldi hanım.

"Ya biz çocukluk arkadaşıyız sanmıyorum. Fesat mısın sen? Aklıma neler sokuyorsun farkında mısın?" hah şimdi gel de işin içinden çık.

"Tamam küçük hanım ben fesat olayım. Bu arada beni mi stalkluyordun sen?" yüzünde her zaman beliren piç gülümseme yine yerleşmişti dudaklarına.

"Evet ölüyorum derdinden fotoğraflarına bakayım dedim. Ya birbirini takip etmeyen sevgili mi olur? Ondan dolayı yani" bu söylediğine gerçekten inandın mı Aden sen? Bence hiç fena değildi.

"Haklısın, ben de seni takip edeyim bir ara" gülümseyerek bana bakarken gözleri bacaklarıma kaydı. "Çok yakışmış üzerindeki ama biraz kısa gibi sanki. Rahat edebiliyor musun bununla?"

"Etmesem giymem değil mi?" mantıklı düşününce evet.

"Yani öyle tabi de ne bileyim biraz fazla kısa sanki. Daha rahat edebileceğin şeyler mi giysen acaba?"

"Sen benim kıyafetlerime mi karışıyorsun bana mı öyle geliyor?" diye sorduğumda şaşkın gözlerle bana bakıp "ne alakası var seni düşündüğüm için söyledim sadece. Tamam bir şey demedim. Ne istersen onu giyin".

"E öyle olacak zaten 26 yaşındayım ben Alaz Arcaoğlu farkında mısın bilmem?" bu neydi şimdi yahu?

"Aman be anladık. Şaka bir yana düne kafam takıldı benim. Bundan sonra seni yalnız bırakmayacağım hiç. Bir de sana kendini korumayı öğretmem lazım. Gerçi bu 40 kilo halinle nasıl koruyacaksan?"

"Gerçekten mi?" beni bu kadar mı önemsiyordu?

"Gerçekten tabi Aden. Bir daha birinin sana zarar vermeye yeltenmesi durumunda onu pişman etmeni istiyorum minik kızım" düştüm Allah kaldır beni.

"Hayır ben kör falanım sanırım. Senin gibi adamlar varken gidip o geri zekalı Kuzey için 6 yılımı harcamam aptallığı peki?" senin gibi adamlar derken? Biraz daha belli edip direkt sen varken deseydin keşke.

YEKVÜCUT Where stories live. Discover now