9

1.2K 105 9
                                    

Taehyung

Akşama kadar tarla, bahçe, ahir demeden bütün işleri yapmıştı prens Jungkook. Doğrusu buna çok şaşırmıştım. Yapmak istemez veya beceremez sanmıştım fakat başta yapamadığı şeyleri birkaç kez denedikten sonra yapabilmişti. Doğrusu gurur duydum.

Şimdi ise soba için getirdiğin odunları kesmeyi öğretecektim ona.

"Baltayı siki ca tutmalısınız ki elinizden kaçmasın. Daha sonra, önce balyanın ucunu keseceğim yeri belirleyeyip..."

Baltayı odunla ikiye ayırınca ona baktım.

"Böyle kesiyorsunuz."

"Kolay görünüyor."

Ama işte görünüyor sadece.

Elimden baltayı alıp yerden bir odun parçası aldı. Tarif ettiğim gibi yaptıktan sonra oduna baltayı vurdu. Fakat odunu kesemedi ve odun yere düştü. Sinirli görünüyordu.

"Olur öyle. Birkez daha deneyin. Ama dikkat edin."

Yerden odunu alıp yeniden denedi. Fakat yine yapamamıştı. Çocuk gibi homurdanarak yeniden aldı odunu ve bu sefer sertçe vurdu. Fakat bu sefer de odun fırlamıştı.

"Bozuk bu odun!"

Dediği şeye gülmemek için kendimi sıkarken o da başka bir odun parçası aldı.

"Eğer bunu da ikiye bölemezsem bu odunlarda bir sorun var demektir tamam mı?"

Odunda sorun olur mu hiç? Çok tatlı mızmızlanıyordu. Onu bozmamak için gülümseyip başımı salladım.

"Tamam."

Baltayı yeniden eline aldı ve sanki o odun parçasına, en büyük düşmanıymış gibi baktı. Ardından baltayı oduna vurduğunda nihayet ikiye bölebilmişti. Yapabildiği için de sırıttı. Sonra da baltayla az önce ki bir türlü bölemediği odunu gösterdi.

"Bozuk o odun."

Hala inatlaşıyordu...

"Haklısın."

Daha sonra ona bir özgüven gelmiş olacak ki odunları tek tek kırmaya devam etti.

"Ben ineklerin samanını vermeye gidiyorum efendim."

"Tamamdır~"

.
.
.

Jimin

Evimdeydim sonunda. Annemin leziz yemekleri, ablamın dırdırları, babamin komik hikayeleri ve kedimizin köpeğimizle olan kavgaları...

Evi hissetmeyi çok özlemişim...

"Yah! Jimin-ah kaldır kıçını da az ödün kır ya!"

Kardeşimin bu kadar azarlayıcı ve sınırlı oluşuna bakmayın. Geldiğim gün beni ilk gören oydu ve ağlayarak bana koşmuş ve sarılmıştı. Yanı beni seviyor sadece abla ya aklı sıra emir veriyor hanımefendi.

"Peki kraliçem~"

"Evet bu evin ikinci kraliçesiyim ben. Akıllı ol."

Gülerek göz devirdim. Egosu yine tavan yapmış anlaşılan.

Ablamın emri ile odunları kesip içeri geldim. Atesi azalan sobaya biraz daha odun atıp, bir kibrit yakarak elimde ki kuru otu yaktım ve onu da sobanın içine attım.

Mutfakta ki annemin yanına gelip arkasından sarıldım. Gülümsedi ve sonra da başını arkaya çevirip yanağımı öptü.

Gerçekten ev gibisi yoktu...

Green Angel ~ Taekook / Yoonmin ✔️Where stories live. Discover now