8🐾

4.4K 658 71
                                    

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-

"Demek bir kedi-insan sevgilin vardı?"

Kim Taehyung elinde tuttuğu yemek çubukları ile birlikte bakışlarını yemeklerden bana çevirirken omuzlarımı düşürdüm. "Evet." diye mırıldanmakla yetindi, yemek çubuklarını masanın üzerine bırakarak arkasına yaslandı. "Ne zamandı?" Tek kaşını kaldırarak bakarken neden bunu merak ettiğimi sordu, bilmiyordum. Kim Taehyung tanıdığımı düşündüğüm insandan oldukça farklıydı, kedi-insan bir kardeşi vardı ve zamanında yine aynı türde bir sevgilisi olmuştu. Onu merak etmeden edemiyordum. "Sadece merak..." diye mırıldandım, uzanarak masanın üzerindeki su dolu bardağı aldı, dudaklarına götürürken bakışlarını bir an olsun üzerimden çekmiyordu. Kabul etmem gereken iki gerçek vardı; birincisi Kim Taehyung'un gözleri çok güzeldi, insanın gözlerinin içine baktığı anda delip geçiyordu. İkinci gerçek ise daha can yakıcıydı, asla sahip olamayacağım bir güzelliğe sahipti. Onun hakkında aklımdan bile geçirmekten sakındığım yegane düşünce buydu.

Bardağı masanın üzerine bırakarak dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi usulca, "Üniversitedeydim. Abim kedi-insanlar konusunda kafayı yemiş gibi araştırma yapıyordu. Hana ona yardım eden genç bir kedi-insandı. Abimi ziyarete gittiğimde karşılaşırdık ve zaman içinde hislerimizin farkına vardık." Sustu, ellerini masanın üzerine koyarak parmakları ile ritim tutmaya başladı. "Hiç sevgilin oldu mu?" diye sordu bana, başımı iki yana sallayarak reddettim. Ellerini masanın üzerinde birleştirerek parmaklarını birbirine geçirdi. Bedenini masaya yaklaştırarak gözlerini benim gözlerime dikti yeniden. "Kendini keşfetmeye ihtiyacın var, Jungkook. Kedi-insan olmak hakkında senin bildiklerin bile sınırlı. Birini sevmemiş, onunla yakın olmamışsın. Hani bana kızıyordun ya türünüzü cinsel obje olarak gösteriyorum diye, Jungkook etrafına bak. Bu konuda karşı olan sensin çünkü kimseyle yakınlaşmadın." Kim Taehyung konuşması zor biriydi, gözlerini öyle bir kenetliyordu ki üzerine hareket etmek imkânsız hâle geliyordu.

"Kedilere bak, Jungkook. Onların cinsel isteklerine. Sen de bir kedisin. Neden cinsel istek bu kadar tabu haline geliyor? Biriyle sevişmek istersin, o da ister ve sevişirsiniz. İnsanlar kedi-insanlar ile sevişmek istiyor çünkü aldıkları his hoşlarına gidiyor. Evet, sınırlar önemli ama gerçek bu."

Parmakları içe doğru kıvrılarak elim yumruk halini alırken suskun kalmayı tercih ediyordum, benim bahsetmek istediğim de tam olarak buydu. Onlar bizi sadece iyi sevişen bir tür olarak biliyor, duygusal bağ kurmaktan kaçınıyor, onlar için cinsel isteklerini en iyi şekilde karşılayacak kişiler olmamızı istiyorlardı. Bir kedi-insan ile evlenen kimseyi görmemiştim hayatımda. Biz sadece onların eğlenceleriydik ve Kim Taehyung'a ne kadar anlatırsam anlatayım, bunları anlamayacaktı. Kediler de ne az insanlar kadar kötüydü, herkes kötülüklerini bizim üzerimizde uyguluyordu. Gözlerimin dolmaya başladığını hissettiğimde başımı yere eğdim, dudaklarımı birbirine bastırmış, boğazımda beliren yumrudan kurtulmaya çabalıyordum. "Jungkook... Seni üzmek istemedim, özür dilerim." diye mırıldandı, doyduğumu söyleyerek ayaklandım, onu Merkez'in kafeteryasında yalnız bırakarak çıktım.

boy in the bubble' taekookWhere stories live. Discover now