22 🐾

2.3K 359 35
                                    

jannabi, midnight music

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jannabi, midnight music

🐾

Kim Taehyung'un kokusu mayışmamı sağlıyordu. Onun yatağında uzanıyor, pikaptan yayılan müziği dinliyorduk. Parmakları saçımda geziniyordu, başımı karnının üzerine bırakmıştım. Sessizdik, bakışlarımız onun beyaz tavanında geziniyordu. Tek kelime etmek, bu büyülü anı bozmak istemiyordum. Ona aşıktım. Tüm benliğimle ona bağlıydım, biliyordu. Parmaklarının dokunuşları gözlerimin kapanmasına neden oldu, uyumak istiyordum. Kim Taehyung'un üzerimde bıraktığı sakinleştirici etkiyi seviyordum. Müzik değişti, içimi ısıtan bir piyano melodisine geçti.

Hislerim benim beklemediğim bir noktaya ilerliyordu. Kanımın hızlı aktığını, sıcacık bir hissin onunla beraber tüm vücudumda gezindiğini hissediyordum. Her dokunuşu yüreğimi kanatlandırıyordu. Dokunuşları beni yerlebir ediyordu. Birine ihtiyaç duyuyor olmak öylesine tuhaf geliyordu ki bana, korkup kaçmaktan korkuyordum. Her adım atışımız, yakınlaşmamız içimdeki o titrek korkuyu gözler önüne seriyordu. Korkumun nedeni barizdi. O mangalara laf ederken biraz olsun kendimdeki garipliği fark edecek kadar gözü açık olmak isterdim. Kim Taehyung'a yetememe korkusu yüreğimin en derininde kendini belli ediyordu.

Kedi-insanların cinsel ilişkideki aktif rolleri hakkında düşünmek istemiyordum. İnsanların sözlerini her zaman görmezden gelmiş, aldırmamıştım. Kim Taehyung bir kedi-insan ile ilişki yaşamıştı, yeterli bir cinsel ilişki yaşadığına emindim. Hiç konuşmamıştık bu konuda lakin mangalarındaki anlatımlarından anlıyordum bir şeyleri. "Gerginsin." dedi Taehyung, parmakları alnıma indi, derin çizgilerin üzerinde gezindi. "Düşünüyordum." diye mırıldandım, başımı yana çevirdim ve ona baktım. "Ne düşünüyordun?" diye sordu, ona nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Alnımdaki eline dokundum, dudaklarıma doğru çektim ve avuç içini öptüm. "Konuşmasak olur mu? Kendimi hazır hissetmiyorum." dediğimde kararsız olduğunu görebiliyordum, beni kendi halime bırakmak ve üstelemek konusunda tartıyordu bir şeyleri.

"Anlamsız bir savaş içine sokuyorsun kendini Jeongguk. Bana anlat ve çözelim. Aklından geçenlere yeni bir yol bulalım."

Doğruldum ve bağdaş kurarak bedenimi ona çevirdim. Üzerinde pembe rengi bir tişört vardı, esmer teniyle olan uyumu beni mest ediyordu. Dağınık saçları yatak başlığına yaslanması ile daha çok dağılmıştı. "Kendimi yeni keşfediyorum, Taehyung. Bir boşlukta süzülüyorum. Tepkilerime, içimde olanlara, sıcaklığa anlam veremiyorum bazen. Sana dokunmak istiyorum. Sarılmak, öpmek, yaklaşmak. Ellerim titriyor bunları düşündükçe." Taehyung beni yüzünde tatlı bir gülümseme ile dinliyordu. Gözlerinin içine bakmak bile yüreğimi ısıtıyordu. "Bebeğim, çok tatlısın." dedi, elimi tuttu, dudaklarına götürdü. "Taehyung, ben korkuyorum." Bakışları endişeyle bana döndü, biraz doğruldu ve anlamaya çabaladı.

boy in the bubble' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin