the end 🐾

1.1K 174 18
                                    

5 yıl sonra;

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

5 yıl sonra;

Kim Jeongguk.

Üzerinde ismimin yazılı olduğu Mikrobiyoloji tezinin yazılı olduğu dergiyi tutarken bir zafer kazanmış hissediyordum. Kedi-insanların genetik bir  deneyin sonucunda dünyaya geldiklerini kabul eden biliminsanlarına tepeden bakmadan edemiyordum. İnsanlığın kabul etmediği bu trajedi sonunda ortaya serilmişti. Biliminsanları gerçekleri kabul etmek zorunda kalmışlardı. Elli seneye yayılan, insanları ve dünyaya gelen yeni ırkı bilinmeze sürükleyen bu deney hatası sonucunda suçulular ortaya çıkmıştı.

Ortaya çıkarmak istedikleri tek olgunun kedilerin, insanların hastalıklarına çare olacağıydı ve iki genetik birleşmenin yeni bir ırk ortaya çıkaracağını tahmin edememişlerdi.

Vasat açıklamayı okuduğu an sinirden deliye dönmüş olsam dahi sonunda gerçekleri kabul eden ve ceza çeken insanlar olduğu için memnun hissediyordum. Derginin sayfalarını çevirirken, "Jeongguk!" diye bağıran Hayoon'un sesini duydum. "Efendim güzelim?" Odamın kapısında göründü ve açık mavi renk elbisesi içindeki güzelliğini gösterdi. "Abartı mı duruyor? Başka bir elbise giymeli miyim?" diye sordu, akşam Yoongi hyung ve Jimin hyungun düğünü vardı. "Hayır, güzel görünüyorsun. Damatlardan bile daha gözde biri olacaksın." dediğimde yanaklarını şişirdi, istediğinin bu olmadığını ama elbiseyi beğendiği için giymeye devam edeceğini söyledi.

Beş senenin hayatıma olan etkisine baktığımda olgun birine dönüşeceğimi düşünemezdim. Yirmili yaşlarımın başında kendimi yaşıtlarımdan daha olgun sanarken aslında küçük ve inatçı bir çocuk olduğumu fark etmiştim. Gerçekleri görmemek için üç maymunu oynama karar vermiş, bunun beni olgunlaştırdığını düşünmüştüm.

Birinden nefret etmenin yüce bir duygu olduğunu sanan, mangayı pençeleri ile parçaladığını hissettiği için zafer kazanmış hisseden yirmili yaşlarındaki Jeongguk'a o adamla evli olduğunu söylesem ne hissederdi acaba?

Kapının açılma sesini duyduğumda okumaktan uzaklaştığım dergiyi masanın üzerine bıraktım ve ayaklandım. Kim Taehyung, benim sevgili eşim, elinde tutuyor olduğu iki gamboç* ile evin girişinde duruyordu. "Hoş geldin." dedim, takım elbiselerimizi sonunda getirtmiş görünüyordu. "Hoş buldum bebeğim, bir daha bu adam ile çalışmayacağımızı bana hatırlat lütfen." dedi, ben bir şey demeye kalmadan dudaklarımı öptü. "Hatırlatırım, resmen takımları son dakika hazırladı." diye söylendim, Taehyung bir kez daha beni öptü.

"Sorun geç hazırlaması değil, savunması. Neymiş, eşimin vücudu çok güzel olduğu için en iyisini hazırlamak istemiş. Jeongguk, adam senin vücudunu öyle övdü ki! Keşke provaların hepsine ben de gelseymişim..."

Taehyung'un kıskançlığında her zaman sevimli bir yan vardı. Benim gibi hırçınlaşmıyor, yaşının verdiği olgunluğu her zaman koruyordu. "Provalarda birkaç kez model olmam gerektiğini söylemişti ama bu tarz bir tavrı yoktu." dedim, elindeki gamboçları alarak yatak odasına ilerledim. "Adamı öldürmek istedim." Taehyung hâlâ sinirli görünüyordu. "Bir daha gitmeyiz olur, biter. Ben sana aşığım, gerisi umurumda değil." dediğimde bana sarıldı. "Ben de sana aşığım bebeğim." diye fısıldadı, dudaklarını tenimde hissetmek hoşuma gidiyordu.

boy in the bubble' taekookWhere stories live. Discover now