Efser aynı gün aynı saate Cadde Bostan'ı turlamak üzere elleri cebinde oğlanı geçen gece gördüğü koşu yoluna geldi. Yine gri ve yağmurlu bir gündü ve onu görmeyi umut ediyordu rengarenk günler içerisinde.
O bir gökkuşağıydı. İnadına sarıydı ve inadına mor! İnadına pembe idi ve inadına yeşil.
O kainatın var oluşundan bu yana insan oğlunun çıplak gözle görebileceği en güzel şeydi üstelik. Efser elleri cebinde merakla hayatında bir kez tesadüfen gördüğü adamı beklemek üzere ağaca yaslandı ve dilekler diledi Tanrı'ya.
Sevgili Tanrım ablam Rüya ile uğraşmayacağım.
Sevgili Tanrım; ablama gezegen mi yuttun bebekleri mi belli değil demeyeceğim ?
Sevgili Tanrım ; annemin makale yazmak için kullandığı bilgisayarına oyun hilesi indiremeyeceğim.
Sevgili Tanrım ; biyoloji öğretmenimin arabasına bir daha güvercin yemi döküp kaka banyosu yaptırmayacağım!
Sevgili Tanrım! Cidden geldi!
Yani...Teşekkürler !
Bugün üzerinde bulut mavisi bir mont vardı ve sıkıca atkı sarmıştı boynuna. Kulaklarındaki kulaklıkla ağırca yürüyen kısa boylu oğlanın gelişiyle birlikte derin bir nefes verdi Efser.
"Çok güzelsin!" diye haykırsa ne olurdu ki ?
"MERHABA!"diye haykırdı arlanmaz ve utanmaz bir biçimde belki tacizci gibi dursa da..
Çok güzeldi ve güzelliğinin rengi kalbini mest etmekteydi Efser'in.
YOU ARE READING
Kadehlerce Aşk
Random"Kadehimdeki alkol gibisin sevgilim baktıkça beni sarhoş ediyorsun.."
