"Dur hele bir otur deli oğlan seni!"dedi ihtiyar azarlar tonda. "Öyle yolda yürümeye benzemez sevda yollarında yürümek. Düzgün adım at,tart biç."
"Ben şimdi gideceğim haykıracağım bey amca."dedi Muallim Yaşar tiz bir sesle. "Yahu uyku uyuyamıyorum bey amca ? Sen hiç aşık olmadın mı ? Kalbin divane çarpmadı mı güzele? Sen hiç sarhoş olmadın ahu bakışlarda ?"
İhtiyar gülümserken uzun bir yudum daha çekti.
"Oldum...Oldum..Olmaz olur muyum.."dedi ihtiyar alayla. "Çokk. Hem de ne yanmak. İçim içime sığmazdı,uykusuz gezerdim sevdadan be Muallim Yaşar."
"Herkesin hikayesini biliyosun madem."dedi Muallim oğlan gülümserken. "Senin hikayen nedir bey amca?"
"Benim hikayem anason kokusudur."diye mırıldandı yaşlı adam sigarasını tellendirirken. "Benim hikayem buz sesidir. Benim hikayem aşkın ta kendisidir. Aşkın en divanesidir lakin ismi gibi uzun olanıdır aynı zamanda. Anlayabilir misin sen beni be Muallim Yaşar. Pek bir toysun,körpeciksin daha. Eline alyans alıp , sevdiğin çiçeği topraktan koparıp başka diyara ekmeye çalışmak mıdır sevda ?"diye fısıldadı ihtiyar pürüzlü bir sesle.
"Yoksa benimki gibi derin bir sevda mıdır kalbinde taşıdığın söyle bana muallim. Bir çocuğa öğretir gibi söyle bu yaşlı adama?"dedi gülümserken. "Sevda nedir Yaşar.."
