Bölüm 6: Valera için.

106 27 5
                                    

   İyi okumalar.

   -Üç kişi, belki?

   Hareketlerim, giderek ağırlaşıyordu. Louis hizamda yürümeye gayret gösteriyor, arada beni bir banka oturmam ve en azından bileğime bakması için teşvik etmeye çalışıyordu. Bileğimdeki ağrı giderek artmış, diğer tüm ağrılarımın üstüne çıkmış vaziyetteydi. Valera ise bizimle Bayan Monique arasında mekik dokuyordu resmen. Kadın da arada bizim yanımıza geliyor, arada bir dostlarından birini görüp laflamak için hızlanıyor ya da yavaşlıyordu.

  Sonunda parktan çıkabildiğimizde Bayan Monique Louis'i de yurda davet etmişti fakat Louis bize katılamayacaktı.

-"Affedin beni madam. Çoktan yapmış olmam gereken bir görevim var. Ev arkadaşım evlendiği için benim dairemde kalmıyor şu an. Onun bir eşyasını götürmeliyim."

-"Ah, bu zamana kadar bizimle meşgul oldunuz, affedersiniz." dedi kadın.

-"Hayır, buraya gelmeyi ben seçtim. Kendinizi suçlu hissetmeyin, hatta isterseniz size bir iki saat içerisinde katılabilirim. Yurdun yerini biliyorum zaten, hem belki Silva orada yaralarına bakmama izin verir." 

   Bana bakıyordu, durgunlaşmıştım istemsizce. Cevaplamak zorunda hissettim kendimi, öyle de yaptım.

-"Tabii, o kadar istekliysen reddetmek bana düşmez. Ama boşuna yorulacaksın, önemli bir şey olduğunu sanmıyorum zira."

   Diğerlerinin duymaması için bana iyice yaklaşıp kulağıma fısıldadı.

-"O halde beni yormayacak kadar iyi görün gözüme akşam, çünkü iyi olduğuna emin olmadan peşini bırakmayacağım." 

   İnatçıydı, ve bu kadar ilgili olması, ki henüz tanışmıştık, saçma hissettiriyordu ama ben nedenini biliyordum. Yeri geldiğinde daha inatçı da olabilirdim ondan. Dudakları hala kulağıma yakın dururken yüzümü ona çevirdim. Direkt söylese kırılacağımı mı düşünüyordu bilmiyordum ama, beni aptal yerine koyması daha çok sinirlerimi bozuyordu artık.

-"Öyle mi dersin? Bana öyle geliyor ki, peşimi bırakmamanın sebebi başka bir şey." 

   Gülümseyerek sırtını sıvazlıyor gibi yaptım. Kaşları çatık, söyleyeceğim şeyi bekliyordu şimdi.

   Mendil sardığı elimi cebimden çıkardım, diğer elimi de sırtından çekip onun elini tuttum ve avucunu açtım. 

-"Bunu sabah çarpıştığımızda düşürmüş olmalısın, ayrıca insanları inceleme konusunda fena değilsin eğer övgü bekliyorsan. Fakat biraz daha derinlere inersen, bir hırsız olmadığımı anladığın gibi insanları incelemeyi seven tek kişinin sen olmadığını da anlarsın."

   Avucuna, sabah çarpıştığımızda beni tutmaya çalışırken cebime düşürdüğü küçük kutuyu bıraktım. Hüzünle gülümseyip tekrar konuşmaya başladım. Sessiz kalıp beni izledi.

-"Akşam yurda gelin, sizi ondan uzak tutmayacağım. Sizi sevdiği için şanslısınız Bay Foncé, umarım kendinizi açıklayabilecek bir mazeretiniz vardır çünkü mesleğinizi bunun için kullandığınızı ve başka bir sürü kötü şey düşünüyorum hakkınızda. Fakat ben sizi dinleyeceğim, çünkü siz eğer bir hırsız olduğuma karar verseydiniz beni dinlemeyecektiniz ve gözümün önünde küçülüşünüzü görmek, biraz da olsa acımı azaltıyor." dedim resmiyete dönerken.

   Çok daha fazlasını yapabilirdim, çok daha kötü biri olabilirdim o an. Ama yapmadım hiçbirini, Valera bizi izleyip sadece sohbet ettiğimizi sanarken küçük düşürmedim onu. 

SilvaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin