Bölüm 10: Eğlence düşmanı.

61 20 0
                                    

   İyi okumalar.

   -Hayatımın iplerini elimde tutuyor ve karşıma çıkan her şansta mağlup olup ipleri sıkıca kendime çekmek zorunda kalıyordum. Geçmişe gittikçe incelen, düğümlenen yerleri görebilirdiniz. Benim için ipleri kendime çektikçe ellerimi yaralayan bu noktalar, kesinlikle bir alışkanlık olmaktan daha fazlasıydılar.

   Söylediği şeyi görmezden geldim ve küçük bakışma yarışında yenilen taraf olmayı kabul ederek başımı duvara doğru çevirdim. 

-"Yemeğe inelim, yeterince beklettik zaten herkesi."

-"İleri gittim sanırım."

-"İkimiz de."

-"Öyleyse iyiyiz, değil mi?"

-"İyiyiz."

   Gülümsedi ve sonunda öğle yemeğine katılabileceğimiz konusunda beni onayladı. Ben odadan çıkarken duyduğum ayak sesleri, bana yetişmeye çalıştığını kanıtlar nitelikteydi.

   Beraberce mutfağa indik çünkü üst kattaki yemek masasının henüz tam olarak hazırlanmadığını görmüştük ve evdekilere yardım etmemiz gerektiğini hissetmiştik. Evde tatlı bir telaş vardı, merdivenden aynı anda birkaç kişi inip çıkıyordu, küçük çocuklar da dahil olmak üzere, ve ellerinde yemek masasına götürülecek birkaç malzeme taşıyorlardı. Buna katkıda bulunmalıydık biz de.

   Mutfağa girdiğimizde güzel yemek kokularının tam merkezinde olduğumuz için istemsizce gülümsedik. Mutfakta aşçı Garlen ve genç Darcia vardı sadece ama çok iyi bir iş çıkardıkları belliydi. Küçük mutfak masasında yukarıya götürülecek malzemeler vardı, onları almadan önce kendimi selam vermek zorunda hissettim ve öyle de yaptım.

-"Siz ikiniz, müthiş bir iş çıkarmışsınız. Tünaydınlar bu arada." dedim gülümseyerek.

   Garlen'in yüzü gururla kızarmıştı, Darcia ise şaka maiyetinde omzuma vurup konuştu.

-"Size de tünaydın, uykucular. Siz Bay Louis olmalısınız, değil mi?" 

   Darcia gülümseyip elini Louis'e uzattı, Louis de aynı nezaketle Darcia'nın elini sıkıp karşılık verdi ona. 

-"Ta kendisi, dün sizinle tanışma şerefine eremediğim için affedin beni lütfen." diyerek gülümsedi Louis teatral tavrıyla.

   Darcia bana bakarak fısıldadı Louis'in duyabileceği şekilde.

-"Onu sevdim."

   Kıkırdayıp tabakları aldım, benim arkamdan Louis de ekmek sepetini aldı ve yukarı çıktık.

-"Sanırım ev halkına bayıldım, çok samimi ve kibarlar."

-"Onlar da sana bayıldı." dedim tabakları masanın etrafına yerleştirirken.

   Biz gevezelik edip Louis'in yurtta ünlenmesi hakkında konuşurken, Valera elinde su bardağıyla yanımıza geldi.

-"Hoş geldin prensim." 

   Louis ile aynı anda söylemiştik bunu. Valera aynı anda ikimize bakarken üzerimde Louis'in gömleğini gördü, Louis'in üzerinde ise Francois'in geceliğini. Gülüşünü tutamazken Louis bir taraftan ne olduğunu sorguluyor, bir taraftan Valera'nın gülüşünü duyduğu için gülümsüyordu. Onun yüz ifadesi de beni güldürdü.

-"Louis, geceliğine bayıldım." 

-"Gözlerinin rengi ortaya çıkmış, değil mi?" dedim ben de.

   Louis büyüttüğü gözleriyle bana baktı, ben ise biraz eğlenmeye karar vermiştim bile.

SilvaWhere stories live. Discover now