Bölüm 9: Yıldız günü.

68 22 1
                                    

   İyi okumalar.

   -Can acıtacak seviyede gülünç olmaya başlıyor bir yerden sonra her şey.

   Damien odanın kapısını kapattığında derin bir nefes alan Louis'in gözlerini üzerimde hissettim istemsizce.

-"Yorgun olduğumun farkındasın, bilmek istiyor gibi de değilsin ama merak. İşte en tehlikeli duygu bu, doktor." dedim yatakta doğrulup örtüyü üzerimden atarken.

-"Sen uykunu alana kadar bekleyebilirim."

-"Ben bekleyemem."

   Dediklerimle şaşkına dönen adam, büyüttüğü gözleriyle beni süzdü kısa süreliğine.

-"Benim gömleğim mi o?"

-"İzin vermiştin aslında-"

-"Sadece şaşırdım, giymende sakınca yok."

   Gülümsedim, bir önceki gece ne kadar yorucu olsa da, Louis'in bana yalan tepkiler vermediğini ortaya koyuyordu.

-"Hiçbir şey hatırlamıyorsun, değil mi?"

-"Yavaş yavaş geliyor gibi hissediyorum gözümün önüne. Kendimi epey rezil ettim bunu söylediğine göre."

-"Ben pek öyle düşünmüyorum. Çocuk Louis ile vakit geçirmek fena değildi."

-"Neden olanları hatırladığım zaman bunlar fazla, çok fazla anlam kazanacakmış gibi hissediyorum?"

-"Öyle hissetmelisin."

   Gözleri mektuba ilişti.

-"Bu konuda bir düşüncen varsa hemen duymak isterim."

-"Bundan önce bilmem gereken şeyler var ve durumumuzda doktor olan sensin."

   Hatırlamasına yardımcı olacak kelimeler kullanmaya özen gösteriyordum.

-"Dinliyorum."

-"Dün gece olan şey, tam olarak neydi?"

   Duraksayıp düşündü bir süre.

-"Tanı koyabilecek kadar hatırlamıyorum ama anlattığın şeylere bakılırsa, pek önemli görünmüyor."

-"Bütün gece seni tokatladığım için değişik bir şok yaşadın sandım, çocuksu davranıyordun, çocuksu dediğim her zamanki ciddi ve sana Samuel diye seslendiğim zamanlarda olduğun gibi değil. Arada ateşlendin, birkaç şişe devirmiş gibiydin, arada ise kafan gidip geldi ve sen gelmiş bana pek önemli görünmüyor mu diyorsun? Neler olduğunu şu an bile hatırlamıyorsun, hala tam olarak zihninin yerinde olduğuna emin değilim ve gerçekten endişeliyim. Bana bu kadar uzun cümleler kurduran ilk insan olduğundan bahsetmeyeceğim bile."

    Bu kadar sinirlenmeyi ben de beklemiyordum. Sinirden gerilmiş şakaklarımı ellerimle sakinleştirmeye çalıştım, ellerimi çektiğimde gözleri dolu ve gülümseyen bir Louis görmeyi beklemiyordum. Porselen bir bebek gibi görünüyordu, dokunsam kırılacak.

   Bir önceki gün Valera bana yurdun önünde gülümsediğinde de görmüştüm gözlerinde oluşan bu ışıltıları.

-"Louis sen hala şokta falan değilsin, değil mi?"

   Saçlarını arkaya atmak için kullandığı baş hareketini yaptı ağlamamak için. Başını kapı tarafına çevirdi sonra, gülüşünü duyuyordum sessiz olmaya çalışsa bile. Sinirim de azalmıştı bu sırada.

-"Hala şokta değilim ama uykuluyum. İkimiz de uyursak bir şey demezler, değil mi?"

-"Dinlemek istediğini sanıyordum."

SilvaWhere stories live. Discover now