1

36K 994 267
                                    

29.01.2022

Arya Karaslan'ın Ağzından

Şımartılmamış aşkın sessizliğe yakın
Kim bilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların
Sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu
Yorulmuşsun, hakkını almış yılların

Elimdeki bira şişesini dudaklarıma götürüp içindeki sıvı bitene kadar dudaklarımdan ayırmadım. Kahverengi camın dibindeki sıvının bitmesiyle ağzımdan çekip yan tarafımdaki boş şişeleri içine koyduğum siyah poşetin içine biten şişeyi koydum.

Yanımda duran melodilerin hiçliğe yayılmasına sebep olan telefonumu kapattığımda derin bir nefes çekmiştim.

Oturduğum taşın üzerinden kalktığımda üzerime oldukça bol olan siyah kot pantolonumu silkelemiş eğilip yerden siyah poşeti ve şarkı dinlediğim telefonumu almıştım.

Sol elimde tuttuğum telefonun ekranını saatin kaç olduğuna bakmak için aydınlattığımda parlak ekran gözümü almıştı, gözüm alıştığında saati okuyabilmiştim.

02.56

Sahile gelip içmeye başladığmda gece yarısıydı yaklaşık üç saattir denize bakan bir kayanın üstünde oturup bir yandan denizi seyredip bir yandan da içiyordum.

Caddenin karşısında gördüğüm tekel ile adımlarım yolun karşısına geçmek için yürüdüğüm kaldırımın sonuna doğru ilerledi. Karşıya geçmek için kaldırımdan indim tek yön olan caddeyi geçerken sol tarafıma bakma gereği duymadan yola adımladığımda süratle gelen araba beni fark edip direksiyonu kırmıştı.

"Amına koyayım hız yapıyorsanız doğru düzgün yapın çarpıcakken direksiyonu kırmak ne demek?" biraz ilerimde sağa çeken arabanın şoför koltuğunun kapısı açılırken burada daha fazla vakit kaybetmemek için yolun karşısına doğru salına salına yürümeye başladım.

Arkamdan birisinin bana bağırmasıyla yolun ortasına durup arkamı döndüm.

"HEY!! iyi misin?" diyerek bana doğru yaklaşan arabanın şoförüne baktım.

"İyiyim, fazlasıyla felaket" karşımdaki benden iki-üç yaş büyük duran herif suratıma boş boş bakarken.

"Anlamadım" demişti. Yanına gelen büyük ihtimalle kardeşi olan kolunu tutup

"Abi bırak ayyaşın teki işte ne uğraşıyorsun" deyip onu çekiştirmişti.

Bir yolun karşısına geçemedik anasını satayım.

En sonunda arkamı dönüp yolun karşısına geçtim.

Tekelin kapısına geldiğimde cam kapıyı ittirip kapı gıcırdaması eşliğinde içeri girdim. İçerideki sıcak hava yüzüme çarptığında yüz kaslarımı uzun süre sonra ilk defa hissetmiştim.

"Hayırlı geceler abi." deyip kasada oturan kırklı yaşlarının başında gibi duran adama başım ile selam verdim.

Hayırlı geceler ne amına koyayım.

"Eyvallah."

"Abim bana bir çakmak versene." dememle kasanın arkasında sağa doğru ilerleyip eli ile çakmakların dizili olduğu standı gösterip,

"Seç buradan." demişti oraya ilerlemeye üşendiğimden

"Fark etmiyor siyah olsun yeter" demiştim eline siyah bir çakmağı alıp tezgahın arkasında olduğum tarafa ilerleyip çakmağı önüme doğru tezgaha koyup

"7,50 lira." demişti deri ceketimin cebinden çıkarttığım buruşmuş on lirayı tezgahın üsütne bırakıp çakmağı aldıktan sonra

"Hayırlı işler" deyip cam kapıyı açıp kendimi dışarı attım. Sıcak bir yerden çıkınca havanın soğukluğu daha da hissedilir olmuştu.

LuziaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin