2

21.7K 937 213
                                    

22.11.2022

Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün
Gözlerini kapat biz büyüktük
Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük

Kulağımdaki şarkının sesini sıramın altındaki telefonumdan biraz daha yükselttim. AirPods'larımı derste uyurken müzik dinleyebilmek için almıştım ve şu an görevini görüyordu.

Sosyoloji dersindeydik, dinleme ihtimalim gibi bir ihtimal bile söz konusu değildi.

Hoca ilk defa uyumama laf söylememişti. Güneş Batı'dan doğdu herhalde, çok tersti.

Sıramın sol tarafına vurulan el ile irkilip başımı sıradan kaldırdım. Kafamı sola çevirdiğimde hocanın uyanmam için sırama vurduğunu gördüm.

Bir çıt erken konuşmuştum galiba.

"UYUMAYA MI GELİYORSUN BURAYA? UYUYACAKSAN GELME. BU NASIL BİR SAYGISIZLIK, SAYGISIZ, TIYNETSİZ, ANNEN BABAN BASIL YETİŞTİRDİ. BAKMA YÜZÜME AVEL AVEL. İKİ SÖZLÜN DE SIFIR." Diyerek bitirdiğinde sol kulağımdaki kulaklığı çıkartmıştım. Aslında bağırışı müziğin sesini bastırıyordu ama bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"SAYGISIZ ÇIK SINIFTAN BİR DAHA DA DERSİME GİRME!" Diye tekrar götü yırtılana kadar bağırdığında sıranın altından telefonumu alıp ayaklandım. Hiç takılmadan sıramın arasından çıkmıştım.

Hıcanın önünden geçerken üstümdeki Bomber ceketin arka sol köşesini kaldırıp belime yerleşik duran parlak metali gösterdim. Gözlerinin içine bakıp önünden geçtim. Gözündeki o korku bile bunu yapmam için yeterliydi.

Hayatta kalabilmek için dolu gezmek zorundayım. Kelelbek taşımayı da seviyordum ayrıca.

Yavaş adımlarla sınıfın kapısına yürürken arkandan hocanın öksürmesi ve "Derse devam edelim o zaman." Diyen sesi gelmişti.

On birinci sınıfın ilk yarısının ikinci çeyreğindeydik.

Anlatış stilleri.

TM'ciydim.

Sınıftan çıkıp kapıyı arkamdan hızlıca ittiğinde kapı sertçe kapanmış, koridorda sesi yankılanmıştı.

Kulağımda çalan şarkının sesini biraz daha yükseltip koridorda merdivenlere doğru ilerlemeye başaldım.

Ve geçti zaman
Eridi sevdam
Bi' tekne vardı senin bizim olsun dediğin
Geceleri gizlice çıkardık güverteye

Gün geçtikçe yüzüne bakmaz oldun
Hani nerde o, hani nerde o
En azından seni bana hatırlatır
Rengi gözlerinden of kokusu rüzgarından

Merdivenlerden yavaş yavaş inip zemin kata geldiğimde adımlarımı daha sert atmaya başlamıştım, aynı yavaşlıkta yürüyordum ama daha sert atıyordum adımlarımı.

Ayağımdaki postalların yere vuruş sesi beni tatmin ediyordu. Botların kendi ağırlığı ile zaten yetirnce ses çıkartıyordu ama sert yürümekten kendimi alıkoyamıyordum.

Harley Davidson'du botlarım ve ikisi birlikte bir kilo varlardı.

Okul iki bloktan oluşuyordu. A blokta on ikiler ve onlar, B blokta ise dokuzlar ve on birler vardı.

Dışarı çıktığım an yüzüme sert bir şekilde çarpan rüzgar ve saçlarımın her telinden ayaklarıma kadar ıslatan yağmur beni pek memnun etmemişti.

Tamamen açıkta olup bizim blokun önünde olan yanyana dizili banklardan en ortasındakine oturduğumda bol pantolonum ıslanmıştı. Sorun değildi zaten ceketim kalçamı kapatıyordu.

LuziaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin